31 Mart Pazar günü tüm yurtta olduğu gibi Kütahya’mızda da yerel seçimler yapıldı. 1949-1950 döneminden beri CHP’nin seçim kazanamadığı Kütahya’mızda CHP Belediye Başkan adayı Sayın Eyüp KAHVECİ ile bu sürece dur dedi. Herkesin olmaz, imkânsız dediği, bazılarında sürpriz olarak gördüğü bu seçim gösterdi ki kimsenin yeri ve makamı garanti değil. Kimse özgür iradenin üzerinde güç değil. Seçmenin tercihine saygı duymak ve kabullenmek zorundayız. Çünkü demokrasinin gereği budur. Bilindiği gibi seçime birçok Parti ve ilk defa seçime giren çiçeği burnunda adaylarda mevcuttu. Kendini denemek isteyenlerde vardı. Bulutların üzerinde uçanlarda vardı. Siyaset bu, bununda mutlaka bir gereği ve tecrübesi var elbette. Siyasetin mürekkebini yalamak, tozunu yutmak, içinde kavrulmuş olmak ve halkın seviyesine inebilmek zamanla kazanılmış tecrübelerle başarılabilir. Hem acemisi hem ustası şunu asla unutmaması gerekir. Millî iradenin üzerinde hiç bir güç yoktur. Onun beklentilerini iyi analiz etmek ve tabiri caiz ise tatlısına göre şerbet vermek gerekir. Bunu başaramayanlar ister yılların siyasetçisi olsun, isterse ilk defa seçmen karşısına çıksın başarı olma şansı maalesef yoktur. Bilen bilir de bilmeyenlere hatırlatayım dedim... Vaktiyle çömlek ustasının yanında çalışan bir kalfa artık her şeyi öğrendiğini düşünmüş, kendisine dükkân açmak için ustasının yanın­dan ayrılmaya karar vermiş. Ustası her ne kadar “Dur daha her şeyi öğrenmedin” dese de kalfa ustasını dinlememiş. Başka bir şehre gidip kendi dükkânını açmış. Ustasından öğrendiklerini uygulamaya baş­lamış. Ama ne tuhaf ki, fırına verdiği bütün çöm­lekler ısınınca çatır çatır çatlıyormuş. Kalfa şaşırmış. Onu denemiş, bunu denemiş, ama bir türlü fırından sağlam çömlek çıkarmayı becerememiş. Çaresiz ustasının yanına geri dönmüş. Ustası onu görünce gülmüş. Belli ki geleceğini bekliyormuş. “Ne oldu..? Çömlekleri sağlam çıkara­madın mı fırından..?” demiş. Kalfa çok mahcup olmuş. “Hakkını helal et ustam. Sana saygısızlık ettim. Dediğin gibi oldu. Çömlekler çatır çatır çatladı” demiş. Ustası yine gülmüş. “Gel hele yanıma da çömleklerin nasıl kırılmayacağını öğren” demiş. Usta çömleğe şekil verirken ara ara püffffffffff diye üflüyormuş. Böylece çamurun üzerindeki hava kabarcıkları kayboluyormuş. Hava kabar­cığı kalmadığı için fırına giren çömlekler çatlamıyormuş. “Gördün mü, her şeyi öğrenmişsin ama işin püf noktasını öğrenmemişsin” demiş. Bu hikâyemizde olduğu gibi her mesleğin bir püf noktası vardır. Siyasetinde mutlaka var tabi ki... Siyasi ustalığın püfü ise ne az püflemek, ne de çok püf leyip mangalda kül bırakmamak da... Mesele " PÜF NOKTASI" nı tam ayarlanabilmektedir. Mahalli seçimlerin Ülkemize ve şehrimize hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum..