Köyün birine bir imam atanır. Köylü ile çok güzel anlaşır ama her eşek anırışında, köylünün abdest yenilemesine anlam veremez bir türlü. Dikkatini çeken bu durumun nedenini sorar. İçlerinden birisi, yıllar evvel köyün imamının, “Eşeğin anırdığını duyarsanız, abdestiniz bozulur” dediğini, o yüzden de, yıllardır bunu uyguladıklarını söyler. İmam, böyle bir şeyin olamayacağını söyleyerek olayı araştırır. Öğrenir ki, çok yıllar evvel, köyde su olmadığı için köy halkı toprakla abdest alıp, yani teyemmüm yaparmış. Tabi ki, köye su, eşeklerin sırtında taşındığı için de, o zamanın imamı bir vaazında; “köyde su olmadığı için, abdestinizi toprakla alabilirsiniz ancak, eşeğin sesi duyulduğunda sırtında su taşıdığını bildiğiniz için, toprakla alınan abdest bozulur; çünkü artık su vardır” demiş. Ancak, vaazı gönülsüz dinleyen bir köylü, sadece “eşek anırmasını duyarsanız abdest bozulur” kısmını duyup, bunu da halka yaydığı için, herkes de sorgulamadan bunu uygulamış.
Görünen o ki, zaman geçtikçe bu hikâyedeki şartlar değişmiş olsa da, insanoğlunun huyu, pek değişmemiş.... Neden ve nasıl konusunda kafamızı yorma zahmetine bile girmeden, birilerinin iki dudağından çıkacak söze ya da gözlerinden gelecek ışımaya endeksli bir hayatı hayat sanırsak ve hatta benimsersek, eşeğin anırmasına göre abdestini bozanlardan ne farkımız kalır ki....? Ne yazık ki, bir konu hakkında bilgi edinme, araştırma ya da doğrusunu öğrenme yerine, duydukları ile hareket edenler yüzünden, toplumsal reflekslerimizde bile benzer gelişmeler olmaktadır. Aslında dinimizi, yani İslâm’ı kaynağından değil de birilerinden duyduğu şekliyle öğrenip yaşayan, bununla da yetinip kendisini geliştirmeyen, hatta dinimizin aklımızı kullanma ve düşünme konusunda bizleri uyarmasına rağmen bunlara uymayanlar için de manidar bir örnek olmuştur.
Kütahyalı, dönenlerin ve Ulu caminin orada veya Saman Pazarında oturup, komşu İllerimizin nasıl kalkındığını, neler yaptığını konuşup ekonomik sıkıntının yansıması olarak yok su parası daha ucuzmuş, yok toplu taşıma yarı fiyatınaymış diyerek lafını edenler nedense bizde neden böyle olduğu konusunda pahalı olanı konuşmaktan ileri gidememişlerdir. Kime şikayet ettin, değiştirmek için kılını kıpırdattın mı...? Hayır....ama lafını yapmaya gelince mangalda kül bırakmayanların mevcut şartlara uyum sağlamaktan başka bir işe yaramadığını anlaması eşeğin anırmasındaki abdest bozulması gibi anlamaya devam etmekten bir farkı yoktur maalesef... Bırakalım eşek eşekliğini yapsın. Onların anırmasına göre değil, akli ve nakli delillere göre hareket edelim. Aklımızı ve irademizi gerektiği gibi kullanıp daha insani bir hayat yaşamak için tepkimizi göstermek için gayret edelim...
AMA.....; Hala eşeğin anırmasına göre abdest bozmakta ısrar edenler varsa da onları eşeğin anırması ile baş başa bırakalım derseniz aynı grubun içinde olmaktan şikayet edip sağda solda lafını da etmeyelim olumu...
SÖZÜN ÖZÜ....!!! Biliyorsan çözüm ol, bilmiyorsan çözümü bilene destek ol...