Muttalip KORKMAZ - Bana Göre
Köşe Yazarı
Muttalip KORKMAZ - Bana Göre
 

Zengin - Fakir Farkı Nerede?

Dünyamızı incelediğimizde zengin ve fakir ülkeler olduğunu görürüz. Hatta toplum olarak zengin ve gelişmiş olan ülkelerin, fakir ülkeleri istedikleri gibi kullandıklarını, onları sürekli sömürdüklerini, fakir kalmaları için türlü dolaplar çevirdiklerini de izleriz. Peki, hiç düşündünüz mü zengin ve fakir ülkelerin arasındaki fark neden kaynaklanır? İşte bu sorunun cevabını arayacağız haftaki yazımızda. Zengin ve fakir ülkeler arasındaki fark ülkelerin geçmişinin çok eskiye dayanması kısacası yaşları değildir. Zira Hindistan ve Mısır gibi ülkelerin geçmişi İki bin yıldan daha öncesine dayadığı halde fakir ülkelerdendirler. Oysa 150 sene önce ismi duyulmayan Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda kalkınmış ve zengin ülkelerdendir. Doğal kaynaklarının olup olmaması ve ülke yüz ölçümlerinin büyüklüğü de zengin ülke fakir ülke arasında fark yaratmamakta. Birçok petrol ülkesinin sefalet içinde olduğunu görüyoruz. Ama Japonya ufacık bir adaya sıkışmış ve topraklarının 80 yerleşime, tarım ve hayvancılık yapmaya elveriş olmadığı halde şuanda dünyanın ikinci büyük ekonomisi konumundadır. Japonya aynı zamanda yüzer bir fabrika gibi dünyanın birçok bölgesinden hammadde alır işleyerek bütün dünyaya mamul ve teknoloji ihraç eder. Aynı şekilde Hollanda yüz ölçümü bizim Konya’mız kadar olmasına ve bunun önemli bir kısmının deniz seviyesinin altında olmasına rağmen süt ürünleri, elektronik, kimya gibi bir çok konuda çok ilerlemiş ve zengin bir ülke olmuştur. Benzer şekilde Kakao yetiştiremeyen İsveç dünyanın en kaliteli çikolatasını üretmekte, 4 ay gibi kısa süren yaz mevsiminde tarım ve hayvancılık yaparak en kaliteli süt ürünlerini üretmektedir. Ayrıca bu ülke sahip olduğu güvenli, düzenli ve çalışkan ülke imajı ile dünyanın para kasası olmayı başarmıştır. Zengin fakir ülke yöneticileri arasında da çok büyük farkların olmadığını görüyoruz. Aynı şekilde ırk ve rengin de öneminin olmadığı da bir gerçek kalkınmışlıkta. Kendi ülkelerinde tembel olarak tanınan işçiler zengin ülkelerin ana üreticisi konumundadır. Peki, o zaman aralarındaki fark neden kaynaklanmaktadır? Sevgili dostlar fark; uzun zamandır kültür ve eğitim ile bireylerin içlerine işlenen değişik bakış açısı, çalışma ahlakı, işe ve insana saygıdır. Ünlü bir düşünürün şu sözü çok anlamlıdır” Başkaları için mümkün olan şeyler senin için de mümkündür” Zengin ve kalkınmış ülke insanlarının davranışları incelendiğinde büyük bir çoğunluğunun şu prensiplere yürekten inandığını ve uyguladığını görürüz; Temel ahlak kuralarına uyum Dürüstlük Sorumluluk bilinci Kanun ve kurallara saygı ve itaat Başkalarının haklarına saygı Çalışkan olmak Tasarruf ve yatırıma inanış Dakiklik  Geri kalmış ülke insanlarının çok azı bu ilkelere inanarak uygulamaktadır. Hatta fakir ülke insanları gelişmiş ülkelere gittiklerinde bu prensiplere uydukları halde kendi ülkelerine döndüklerinde uygulamadıkları da tespit edilmiştir. Fakir ülkeler; doğal kaynakları olmadığı için, ülkelerinin yüz ölçümlerinin küçük olduğu yada yeni devlet oldukları için fakir değiller. Doğanın onlara zalim davranıp bazı imkânları vermediği için de geri kalmamışlar. Doğru bakış açısına sahip olmadıkları için gelişmiş ülkelerin gerisinde kalmışlar, onların sömürgesi, uşağı, emir eri konumundadırlar. Bu yüzden zengin ve kalkınmış ülkeleri o konuma getiren ve uygulaması çok zor olmayan bu ilke ve prensipleri çocuklarına çok iyi anlatıp öğrettiklerinde ve kendilerinin de hemen uyguladıklarında fakirlikten kurtulacaklarını unutmamalıdırlar. Hepinize iyi haftalar…
Ekleme Tarihi: 15 Eylül 2020 - Salı
Muttalip KORKMAZ - Bana Göre

Zengin - Fakir Farkı Nerede?

Dünyamızı incelediğimizde zengin ve fakir ülkeler olduğunu görürüz. Hatta toplum olarak zengin ve gelişmiş olan ülkelerin, fakir ülkeleri istedikleri gibi kullandıklarını, onları sürekli sömürdüklerini, fakir kalmaları için türlü dolaplar çevirdiklerini de izleriz. Peki, hiç düşündünüz mü zengin ve fakir ülkelerin arasındaki fark neden kaynaklanır? İşte bu sorunun cevabını arayacağız haftaki yazımızda.

Zengin ve fakir ülkeler arasındaki fark ülkelerin geçmişinin çok eskiye dayanması kısacası yaşları değildir. Zira Hindistan ve Mısır gibi ülkelerin geçmişi İki bin yıldan daha öncesine dayadığı halde fakir ülkelerdendirler. Oysa 150 sene önce ismi duyulmayan Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda kalkınmış ve zengin ülkelerdendir.

Doğal kaynaklarının olup olmaması ve ülke yüz ölçümlerinin büyüklüğü de zengin ülke fakir ülke arasında fark yaratmamakta. Birçok petrol ülkesinin sefalet içinde olduğunu görüyoruz. Ama Japonya ufacık bir adaya sıkışmış ve topraklarının 80 yerleşime, tarım ve hayvancılık yapmaya elveriş olmadığı halde şuanda dünyanın ikinci büyük ekonomisi konumundadır. Japonya aynı zamanda yüzer bir fabrika gibi dünyanın birçok bölgesinden hammadde alır işleyerek bütün dünyaya mamul ve teknoloji ihraç eder. Aynı şekilde Hollanda yüz ölçümü bizim Konya’mız kadar olmasına ve bunun önemli bir kısmının deniz seviyesinin altında olmasına rağmen süt ürünleri, elektronik, kimya gibi bir çok konuda çok ilerlemiş ve zengin bir ülke olmuştur. Benzer şekilde Kakao yetiştiremeyen İsveç dünyanın en kaliteli çikolatasını üretmekte, 4 ay gibi kısa süren yaz mevsiminde tarım ve hayvancılık yaparak en kaliteli süt ürünlerini üretmektedir. Ayrıca bu ülke sahip olduğu güvenli, düzenli ve çalışkan ülke imajı ile dünyanın para kasası olmayı başarmıştır.

Zengin fakir ülke yöneticileri arasında da çok büyük farkların olmadığını görüyoruz. Aynı şekilde ırk ve rengin de öneminin olmadığı da bir gerçek kalkınmışlıkta. Kendi ülkelerinde tembel olarak tanınan işçiler zengin ülkelerin ana üreticisi konumundadır.

Peki, o zaman aralarındaki fark neden kaynaklanmaktadır? Sevgili dostlar fark; uzun zamandır kültür ve eğitim ile bireylerin içlerine işlenen değişik bakış açısı, çalışma ahlakı, işe ve insana saygıdır. Ünlü bir düşünürün şu sözü çok anlamlıdır” Başkaları için mümkün olan şeyler senin için de mümkündür”

Zengin ve kalkınmış ülke insanlarının davranışları incelendiğinde büyük bir çoğunluğunun şu prensiplere yürekten inandığını ve uyguladığını görürüz;

  1. Temel ahlak kuralarına uyum
  2. Dürüstlük
  3. Sorumluluk bilinci
  4. Kanun ve kurallara saygı ve itaat
  5. Başkalarının haklarına saygı
  6. Çalışkan olmak
  7. Tasarruf ve yatırıma inanış
  8. Dakiklik

 Geri kalmış ülke insanlarının çok azı bu ilkelere inanarak uygulamaktadır. Hatta fakir ülke insanları gelişmiş ülkelere gittiklerinde bu prensiplere uydukları halde kendi ülkelerine döndüklerinde uygulamadıkları da tespit edilmiştir. Fakir ülkeler; doğal kaynakları olmadığı için, ülkelerinin yüz ölçümlerinin küçük olduğu yada yeni devlet oldukları için fakir değiller. Doğanın onlara zalim davranıp bazı imkânları vermediği için de geri kalmamışlar. Doğru bakış açısına sahip olmadıkları için gelişmiş ülkelerin gerisinde kalmışlar, onların sömürgesi, uşağı, emir eri konumundadırlar. Bu yüzden zengin ve kalkınmış ülkeleri o konuma getiren ve uygulaması çok zor olmayan bu ilke ve prensipleri çocuklarına çok iyi anlatıp öğrettiklerinde ve kendilerinin de hemen uyguladıklarında fakirlikten kurtulacaklarını unutmamalıdırlar. Hepinize iyi haftalar…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve dorukmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.