Son günlerde ülkemizde çok önemli şeyler oluyor. Her ne kadar insanlarımızın yaşadığı hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı, esnafımızın işlerinin iyi olmaması gibi sıkıntıları hala devam etse de ülkemizin geleceği, yarınlarımızın daha güvende olacağını sağlayacak gelişmeler oluyor. Terörsüz bir ülke yıllardır hayal edilen bir duygu hepimiz için. Son zamanlarda oldukça azalsa da çok insanımızın hayatını karartan, ülkemiz gelirlerinin önemli bir kısmını heba eden bu insanlık belasından kurtulmak kadar önemli bir şey olabilir mi? Ülkemiz düşmanları artık bu maşayı kullanmaktan vaz geçmiş görülüyor. Ama yeni bir maşa bulmayacakları anlamına gelmez uyanık olunmalı. Diğer bir konu da dünya barışına aracılık etme konusunda ülkemizin katkıları hiç de küçümsenmeyecek duruma gelmiş durumda. Geçtiğimiz hafta bu konu ile ilgili Ukrayna – Rusya, İran – ABD barış görüşmelerinin ülkemizde yapılması, Yakın zamandaki Güney Afrika ülkelerindeki barış anlaşmalarına katkılar, Filistin görüşmeleri gibi daha bir çok konuda dünya barışında söz sahibi olan, güvenilen bir ülke kabul edilen ülkemizin dış siyasette geldiği konum çok dikkat çekicidir.  Savunma sanayindeki gelişmeler o kadar çok ve önemli ki burada saymak zorlaştı. Diğer bir konuda madencilik ve enerji konusu. Hayatın olmazsa olmazı enerji konusunda, yakın zamanda nükleer enerji ile tanışılacak olması, petrol ve doğal gaz konularında yeni müjdeli haberler hepimizin içini ısıtıyor, kalbimizi ferahlatıyor geleceğe biraz daha fazla ümitle bakmamızı sağlıyor. Petrol ve doğalgaz arama hususunda yapılan alt yapı yatırımları semeresini vermeye başladı. Karadeniz de yeni doğal gaz rezelerine ulaşılması, dünyanın birçok yerinde petrol arama faaliyetleri yapılması akıllı yatırımların sonucudur. Yapılan yatırımlar deyince Rahmetli Demirel in bir anekdotu aklıma geldi; Demirel bir açılışta kürsüde konuşuyor: "Şunu yaptım. Bunu yaptım. Baraj, köprü, yol yaptım. Fabrika yaptım." Kalabalığın içinde bir adam bağırdı: "Bubaanin parasıynan mı yaptın?" Polis, jandarma, Demirel'in korumaları, zabıta hemen bağıran adama doğru harekete geçti. Başbakan Demirel, görevlilere "Durun!" dedi "Durun! Adam doğru bir şey sordu. "Durun!" Sonra da protestocu adama bakarak yöresine uygun şivesi ile konuşmaya başlar: "Ülen! Senin bubanla, benim bubamın parasını üst üste koysak yine yetmez. Bu Meydandaki herkes, bubasının parasını getirse, çuvalla koysak o bile az gelir. Milletin parasıyla yaptım. Sizin verginizle. Ama benden öncekiler yapmadılar, ben yapıverdim. Anladın mı?" Protestocu adam, Demirel'i alkışlamaya başladı: "Valla doğru söylüyon başbakanım. Allah senden razı olsun." Siyaset işte budur. Protestocuyu azarlamamak ve protestocuya kendini alkışlatmak. Onun döneminde yapılanlara da karşı çıkanlar olmuştu. Boğazın üstünde köprüye ne gerek var? Diyenlerin yanı sıra alt yapı ve barajlara yapılan harcamaları gereksiz görenler de olmuştu. Şimdi de aynı değil mi? Türkiye’nin otomobili, Dünyanın önde gelen hava alnı olan İstanbul Hava Alanı, İlk uçağımız, gibi birçok başarılı ileri karalamak için söylemler olmadı mı? Sakarya kuyusundan elde edilen doğal gazı Putin boru hattı ile gönderiyor diyenler bile oldu. TOG a İtalya’dan kopya deme cüretini gösterenler oldu. Tüm bunlar bana muhalefet sözcüsünün mecliste söylediği bir söylemi hatırlattı “Kardeşim siz buraya dünyanın en başarılı bir işini getirseniz dahi biz karşı çıkar eleştiririz. Millet bize bu görevi verdi…”  Evet sevgili dostlar; son günlerde ülkemizde çok önemli, ülkesini sevenleri sevince boğan gelişmeler olmakta.  Marifet iltifata tâbidir. Tamam eleştirelim eksiklikleri söyleyelim ancak doğru yapılanları da görüp takdir etmesini de bilmeliyiz. O zaman ülkemizi sevdiğimizi göstermiş olur, ülke kalkınmasına yardımcı oluruz. Atatürk’ü Anma Günü Gençlik ve Spor Bayramının kutlu olması dileği ile hepinize iyi haftalar….