Muttalip KORKMAZ - Bana Göre
Köşe Yazarı
Muttalip KORKMAZ - Bana Göre
 

Babalar Günü

Kadınlar için ayrılan birçok günden sonra yılda bir kez biz erkeklere ayrılan babalar günü yıl Haziran ayının 3. Pazar günü kutlanmakta. .Babalar Gününün geçmişine baktığımıza ilk kez 19 Haziran 1910'da ABD de kutlandığını görüyoruz. Bir ailede her ne kadar anneler gibi şirin görünmese de, ailedeki olayları en son duyan o olsa da, baba; ailenin temel direği görevini üstlenir, o direği ayakta tutmanın zor bir iş olduğunu bilir ve o direği ayakta tutmak için bir ömür boyu çabalar. Diğer aile bireyleri okulda, işyerinde, evde veya sokakta karşılaştığı tüm zorlukları ve sıkıntıları babalarıyla paylaşırlar ondan yardım beklerler. Oysa babalar; onlar işyerlerindeki bir sıkıntıyı gelip de evdekilerle paylaşırlar mı? Genelde hayır... Çünkü babalar çocuklarının ve hanımlarının canlarını sıkmak istemezler böyle şeylerle. Bir baba, kendi mutluluğundan çok, ailesinin, çocuklarının mutluluğu ile mutlu olur. “Baba sevgisini korumalıyız. O sevgiyi kesip atarsak, yaratan da bizim mutluluk ışığımızı söndürür.” Bizim kültürümüzde babaları bir günde hatırlama diye bir anlayış yoktur. Anne-Babaları her zaman önemseyen bir toplumuz. Eşini, babasını, annesini özleyip de göremeyenler, hayatta hiç baba diyemeyenler, babaları yanlarında olmayanlar var. “Babacığım, sana doyasıya sarılmak, öpmek isterdim ama yanımda yoksun. Seni çok seviyorum.”demeyi özlemeden, babaları hayatta olanlar gerekli sevgi ve saygıyı, babalarının kıymetini sağken bilmelidirler. Bizim için babalar her gün önemli olmalı ve babamızı her gün sevmeliyiz, baş tacı etmeliyiz.   Babalar günü anısına aşağıdaki ibret verici öyküyü sizlerle paylaşmak istiyorum; 80’ine merdiven dayamış yaşlı baba ile onu ziyarete gelen (45 yaşında ve saygın bir işi olan) oğlu salonda oturuyorlardı. Hal-hatırdan, çoluk-çocuktan, havadan-sudan sohbet ettikten sonra oğlu susmuş, ayrılmanın sinyalini vermişti. O anda üzerinde oturdukları sedirin yanındaki pencerenin pervazına bir karga kondu. Yaşlı baba kargaya gülümseyerek biraz baktıktan sonra oğluna sordu: ’Bu ne oğlum?’ Oğlu şaşkın, cevapladı: ’O bir karga baba.’ Yaşlı baba kargaya biraz daha baktıktan sonra yine sordu: ’Bu ne oğlum?’Oğlu daha da şaşkın, yine cevapladı: ’Baba, o bir karga’...Karga hâlâ pervazda, komik hareketlerle başını sağa sola çeviriyor, başını yan yatırıyor, havaya bakıyor, sonra başını yine onlara çeviriyordu. Yaşlı baba üçüncü defa sordu: ’Bu ne? ’Oğlunun şaşkınlığı sabırsızlığa dönmüştü: ’O bir karga baba, üç oldu soruyorsun. Beni işitmiyor musun? ’Yaşlı baba dördüncü defa da sorunca oğlunun sabrı taştı ve sesini yükseltti: Baba bunu neden yapıyorsun? Tam dört defadır onun ne olduğunu soruyorsun, sana cevap veriyorum ve sen hâlâ sormaya devam ediyorsun. Sabrımı mı deniyorsun?’ Babası, yüzünde hâlâ bir gülümseme. Yerinden kalktı, içeri odaya gitti ve elinde bir defterle döndü. Bu bir hatıra defteriydi. Oturdu, sayfalarını karıştırdı ve aradığını buldu. Sevgiyle gülümseye devam ederek sayfası açık bir vaziyette defteri oğluna uzattı ve o sayfayı okumasını söyledi. ’Bugün 3 yaşındaki minik yavrumla salondaki sedirde otururken yanı başımızdaki pencerenin pervazına bir karga kondu. Oğlum tam 23 defa onun ne olduğunu sordu. 23 soruşunda da ona sevgiyle sarılarak, onun bir karga olduğunu söyledim. Rahatsız olmak mı? Hayır! Onun sorusunu masumca tekrar edişi içimi sevgiyle doldurdu.’ Ünlü düşünürlerden sadi ;” Babanın mirasını mı istiyorsun? Bilgisini öğren. Onun parasını hemen harcayabilirsin” demiş, George Herbert “Babanın rolü, yüz öğretmeninkine bedeldir.” derken, Gabrie Garcia Marquez “ Bir adam yaşlandığını anlar, çünkü babasına benzemeye başlar.” demiştir. Sevgili dostlar; yılda bir gün kutlanan babalar günü bahane. Anne ve Babamız yaşıyor ise onlarla olmak, onlara saygılı ve sevgili davranarak iyilikler yapmak onların hayır dualarına almak çok büyük bir nimet. Bu nimeti çok iyi değerlendirelim. Bu nimeti servetlerini verseler de elde edemeyecek, bu nimetten faydalanmanın hazzına eremeyecek bir çok kişi olduğunu çevremize baktığımızda hepimiz görürüz. Hepimiz ya şimdi yada gelecekte birer anne veya babayız. Bu yazıyı okuduktan hemen sonra anne babamız sağ ise arayıp, hal hatır edelim, en kısa zamanda ziyaretlerine gidelim ellerini öpelim. Eğer hakkın rahmetine kavuşmuşlarsa da onlar için dua edelim Fatiha okuyalım. Hepinize iyi haftalar…. 
Ekleme Tarihi: 15 Haziran 2020 - Pazartesi
Muttalip KORKMAZ - Bana Göre

Babalar Günü

Kadınlar için ayrılan birçok günden sonra yılda bir kez biz erkeklere ayrılan babalar günü yıl Haziran ayının 3. Pazar günü kutlanmakta. .Babalar Gününün geçmişine baktığımıza ilk kez 19 Haziran 1910'da ABD de kutlandığını görüyoruz.

Bir ailede her ne kadar anneler gibi şirin görünmese de, ailedeki olayları en son duyan o olsa da, baba; ailenin temel direği görevini üstlenir, o direği ayakta tutmanın zor bir iş olduğunu bilir ve o direği ayakta tutmak için bir ömür boyu çabalar. Diğer aile bireyleri okulda, işyerinde, evde veya sokakta karşılaştığı tüm zorlukları ve sıkıntıları babalarıyla paylaşırlar ondan yardım beklerler. Oysa babalar; onlar işyerlerindeki bir sıkıntıyı gelip de evdekilerle paylaşırlar mı? Genelde hayır... Çünkü babalar çocuklarının ve hanımlarının canlarını sıkmak istemezler böyle şeylerle. Bir baba, kendi mutluluğundan çok, ailesinin, çocuklarının mutluluğu ile mutlu olur. “Baba sevgisini korumalıyız. O sevgiyi kesip atarsak, yaratan da bizim mutluluk ışığımızı söndürür.”

Bizim kültürümüzde babaları bir günde hatırlama diye bir anlayış yoktur. Anne-Babaları her zaman önemseyen bir toplumuz. Eşini, babasını, annesini özleyip de göremeyenler, hayatta hiç baba diyemeyenler, babaları yanlarında olmayanlar var. “Babacığım, sana doyasıya sarılmak, öpmek isterdim ama yanımda yoksun. Seni çok seviyorum.”demeyi özlemeden, babaları hayatta olanlar gerekli sevgi ve saygıyı, babalarının kıymetini sağken bilmelidirler. Bizim için babalar her gün önemli olmalı ve babamızı her gün sevmeliyiz, baş tacı etmeliyiz.

 
Babalar günü anısına aşağıdaki ibret verici öyküyü sizlerle paylaşmak istiyorum;
80’ine merdiven dayamış yaşlı baba ile onu ziyarete gelen (45 yaşında ve saygın bir işi olan) oğlu salonda oturuyorlardı. Hal-hatırdan, çoluk-çocuktan, havadan-sudan sohbet ettikten sonra oğlu susmuş, ayrılmanın sinyalini vermişti. O anda üzerinde oturdukları sedirin yanındaki pencerenin pervazına bir karga kondu. Yaşlı baba kargaya gülümseyerek biraz baktıktan sonra oğluna sordu:

’Bu ne oğlum?’ Oğlu şaşkın, cevapladı: ’O bir karga baba.’ Yaşlı baba kargaya biraz daha baktıktan sonra yine sordu: ’Bu ne oğlum?’Oğlu daha da şaşkın, yine cevapladı: ’Baba, o bir karga’...Karga hâlâ pervazda, komik hareketlerle başını sağa sola çeviriyor, başını yan yatırıyor, havaya bakıyor, sonra başını yine onlara çeviriyordu. Yaşlı baba üçüncü defa sordu:


’Bu ne? ’Oğlunun şaşkınlığı sabırsızlığa dönmüştü: ’O bir karga baba, üç oldu soruyorsun. Beni işitmiyor musun? ’Yaşlı baba dördüncü defa da sorunca oğlunun sabrı taştı ve sesini yükseltti:

Baba bunu neden yapıyorsun? Tam dört defadır onun ne olduğunu soruyorsun, sana cevap veriyorum ve sen hâlâ sormaya devam ediyorsun. Sabrımı mı deniyorsun?’
Babası, yüzünde hâlâ bir gülümseme. Yerinden kalktı, içeri odaya gitti ve elinde bir defterle döndü. Bu bir hatıra defteriydi. Oturdu, sayfalarını karıştırdı ve aradığını buldu. Sevgiyle gülümseye devam ederek sayfası açık bir vaziyette defteri oğluna uzattı ve o sayfayı okumasını söyledi.

’Bugün 3 yaşındaki minik yavrumla salondaki sedirde otururken yanı başımızdaki pencerenin pervazına bir karga kondu. Oğlum tam 23 defa onun ne olduğunu sordu.
23 soruşunda da ona sevgiyle sarılarak, onun bir karga olduğunu söyledim.
Rahatsız olmak mı? Hayır! Onun sorusunu masumca tekrar edişi içimi sevgiyle doldurdu.’

Ünlü düşünürlerden sadi ;” Babanın mirasını mı istiyorsun? Bilgisini öğren. Onun parasını hemen harcayabilirsin” demiş, George Herbert “Babanın rolü, yüz öğretmeninkine bedeldir.” derken, Gabrie Garcia MarquezBir adam yaşlandığını anlar, çünkü babasına benzemeye başlar.” demiştir.

Sevgili dostlar; yılda bir gün kutlanan babalar günü bahane. Anne ve Babamız yaşıyor ise onlarla olmak, onlara saygılı ve sevgili davranarak iyilikler yapmak onların hayır dualarına almak çok büyük bir nimet. Bu nimeti çok iyi değerlendirelim. Bu nimeti servetlerini verseler de elde edemeyecek, bu nimetten faydalanmanın hazzına eremeyecek bir çok kişi olduğunu çevremize baktığımızda hepimiz görürüz.

Hepimiz ya şimdi yada gelecekte birer anne veya babayız. Bu yazıyı okuduktan hemen sonra anne babamız sağ ise arayıp, hal hatır edelim, en kısa zamanda ziyaretlerine gidelim ellerini öpelim. Eğer hakkın rahmetine kavuşmuşlarsa da onlar için dua edelim Fatiha okuyalım. Hepinize iyi haftalar…. 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve dorukmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.