Bugün çocuklar ve gençler, yalnızca yerel kültürlerin değil, aynı zamanda küresel sistemin etkisiyle şekillenen bir dünyada büyüyorlar. Televizyon, internet, sosyal medya ve dijital platformlar sayesinde dünyanın bir ucundaki moda, alışkanlıklar, eğlence biçimleri ya da tüketim modelleri çok kısa sürede çocukların cep telefonlarına, odalarına ve zihinlerine girebiliyor. Küreselleşme, bu anlamda yalnızca ekonomik değil, kültürel bir dönüşümü de beraberinde getiriyor.
Bu dönüşümün en belirgin yansıması ise tüketim kültürü. Artık “sahip olmak” ya da “tüketmek”, bir kimlik biçimi haline gelmiş durumda. Giydiğimiz kıyafetlerden izlediğimiz dizilere, oynadığımız oyunlardan kullandığımız telefonlara kadar her şey bir "anlatı" taşıyor. Özellikle çocuklar ve gençler, bu anlatının hedef kitlesi durumundalar.
Peki bu durumun sonuçları ne oluyor?
Çocuklar daha küçük yaşlarda markalara, logolara ve ambalajlara karşı duyarlı hale geliyor. Oyuncak seçiminden gıda tercihine kadar birçok kararı reklamların ve influencer’ların etkisiyle alıyorlar. Gençler, sosyal medyada beğenilme arzusuyla kendi kimliklerini şekillendirmektense, tükettikleri şeylerle kendilerini tanımlamaya başlıyorlar. “Var olmak”tan çok “sahip olmak” ön plana çıkıyor.
Oysa çocukluk ve gençlik, merakın, üretmenin, sorgulamanın ve keşfetmenin yaşlarıdır. Oyun oynamanın, düşünmenin, denemenin ve hayal kurmanın değerli olduğu bu çağlarda, tüketim odaklı bir hayat tarzı onları yalnızlaştırıyor, yüzeyselleştiriyor ve çoğu zaman tatminsizliğe sürüklüyor.
Burada ailelere, eğitimcilere, yerel yönetimlere ve medya üreticilerine büyük sorumluluk düşüyor. Alternatif kültürel alanlar açmak, çocuklara ve gençlere tüketmeden de var olunabileceğini göstermek, onların üretici yönlerini desteklemek hiç olmadığı kadar önemli. Sanat, spor, doğa, edebiyat ve gönüllülük gibi alanlarla gençler arasında köprüler kurmak gerekiyor.
Unutmayalım: Küreselleşen bir dünyada kök salmak istiyorsak, çocuklarımızı ve gençlerimizi sadece iyi tüketiciler değil, iyi düşünen, iyi üreten, iyi insanlar olarak yetiştirmeliyiz.
Sağlıklı ve sorunsuz günler dileğiyle..