Ben Müslüman'ım, ben İslam dininin mensubuyum diyen birisi, mensup olduğu dinin men ettiği bir suçu ve günahı işlerse, işlediği suçun ehemmiyetine göre günahkâr olur, dinden çıkar, kâfir olur. Ama insanlığın kabul etmediği bir suç, bir kabahat ve insanlık dışı bir harekette bulunuyorsa Türk olamaz, İnsan olamaz... İnsanlıktan çıkmak ile... Dinden çıkmak çok ayrı kavramlardır. İslam dininden önce var olan insanlar çeşitli canlı veya cansız birçok nesneye, doğa ve tabiat olayına taparlardı. Türklerde birçok değişik nesneleri tanrı kabul edip onlara tapmışlardır. Türklerin kitleler hâlinde Müslüman olmaları özellikle 10. yüzyılda hız kazanmıştır. Karluk'tan sonra, Yağma ve Çiğil boyları, ardından Oğuzlar arasında İslâmiyet yayıldı. Karluk, Yağma ve Çiğil Türkleri, ilk Müslüman Türk devletlerinden olan Karahanlı Devleti'ni (840), Oğuzlar ise Büyük Selçuklu Devleti'ni (1037) kurmuşlardır. Türkler İslam dininden öncede gerek kendi aralarında, gerekse diğer çevre kavim ve topluluklara karşı her zaman merhametli ve insancıl davranmışlar ve TÜRK denildiğinde herkesin saygı duyduğu ve güvendiği bir ırk olmuşlardır. Türklerin İslamiyet'le tanışmasında, Müslümanlar ile ticari alışverişin yaygınlaşması ve Türkler arasında tek tanrı inancının var olması başlıca sebeplerden biridir. Türk'lerdeki cihan hakimiyeti anlayışının, İslamiyet'teki fetih-gaza anlayışı ile benzeşmesi, İslam dini ile eski Türk inançları arasında ahiret, cennet, cehennem inancı ve kurban kesme gibi benzerliklerin bulunması ve Abbasilerin uyguladığı ''hoşgörü politikası'' Türklerin İslam dinini kabul etmesindeki etkenlerdir. Buradan hareketle yüce Allahın yarattığı en üstün canlı olan insanın insanlığı yaratan tarafından akıl, fikir, uygulama ve düşünme yetisi, acıma ve duygusallık hisleri İslam dininden öncede insanlarda mevcuttu. İslam dini zaten var olan bu duyguları bir kurala ve kaideye bağlamış, o zamanlarda bilinmeyen ya da insanların bozulmasına neden olabilecek olan tüm kötü hal ve hareketlere açıklık getirerek men etmiştir. Ama her nedense günümüzde İslamiyet sadece sözde kalmış. Yanlış anlatımlar sahte din âlimleri tarafından İslamiyetlin insanlara yanlış nakledilmesi sonucunda yozlaşma başlamıştır. Peygamberimiz (S.A.V): "Öyle bir devir gelecek ki, insanoğlu, aldığı şeyin helalden mi, haramdan mı olduğuna hiç aldırmayacak." hadisiyle ahir zamandaki bu hastalığa işaret etmekte ve bizlere şu tavsiyede bulunmaktadır. Canın korunması hakkında Rabbimiz şöyle buyuruyor..: “Kim bir mümini kasten öldürürse cezası, içinde ebedî kalacağı cehennemdir…” "Her kim bir insanı öldürürse sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur ve her kim de bir insanın hayatını kurtarırsa sanki bütün insanları kurtarmış gibi olur…"Bu hususta Efendimiz (a.s.) ise şöyle buyurmuştur: “Bir mü’minin öldürülmesi, Allah katında dünyanın yok olmasından daha büyük bir günahtır. Gelelim görünen duruma; Şu anki dünyada en çok birbiri ile savaşanlar kim? İSLAM ÜLKELERİ Dünyada süper ülke konumunda bir İslam ülkesi var mı? YOK.. İslamiyet'in kesinlikle men ettiği suç oranlarının en yüksek olduğu ülkeler hangisi? İSLAM ÜLKELERİ İnsan haklarına en saygılı, çalışanlara değer veren, haklarını tam anlamıyla veren, insanca yaşanacak imkanlar sağlayan ülkeler arasında İslam ülkesi var mı? YOK.. İnsanlığa zulüm eden Başta ABD ve İsrail olmak üzere, Türk İslam birlik ve bütünlüğüne tarih boyunca karşı çıkan her fırsatı sonuna kadar değerlendiren Kültür emperyalizmini tüm dünyaya uygulayan İngiltere'ye karşı İslamiyet'i ve insanlığı koruyacak bir tane İslam ülkesi var mı....? YOK.. Tüm bu olumsuzluklar karşısında hala '' Allah'a şükür Müslüman'ım'' demekle biz neyin peşindeyiz. ve ne yapmaya çalışıyoruz...? Önce Türklüğümüzden sonrada en yüce din olan İslam dininin mensubu olmaktan utanç duymamız gerekmiyor mu...!!! YAPILMASI GEREKEN....; '' Eyy Türk titre ve kendine, özüne dön''...Üstte gök çökmedikçe altta yer delinmedikçe senin ilini ve töreni kim bozabilir....diyerek, Necip Fazıl Kısakürek'in '' Sakarya'' şiirindeki gibi.......; Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya..; Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya....! Arif Nihat Asya'nın ''Fetih Marşında'' söylediği gibi...; Yürü, hâlâ ne diye kendinle savaştasın..? Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.! Ve ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Gençliğe Hitabesinde söylediği gibi...;  ''Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur'' AYAĞA KALKMAK İÇİN..... HALA NEYİ BEKLİYORUZ...!!!