Yaşadığı dönemde iki devlet ve savaşların sonunda acı, keder, üzüntü de kazanılan bir Kurtuluş Savaşı ve halkın yönetime emirle değil seçimle alındığı Cumhuriyet rejimi ile kurulmuş yeni ve tam bağımsız bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti tüm Dünya’ya karşı ayakta dimdik ve güçlü olarak kurulmuştu. 1900 yılında İstanbul Sarıyer’de doğmuştur. İstanbul’a Kütahya’dan geldiği ve Germiyan soyundan geldiği ilgili kaynakta soy ağacının eski Sadrazam Hacı Ali Paşa ve Abdurrahman Nureddin Paşa’nın soyundan annesi Fatma Hanife Hanım olduğu belirtirilmiştir.
Musiki yaşamı en üst düzey musiki üstadların yetiştirildiği Yeniköylü Hasan Efendi’nin yetiştirdiği “Dar-ül Fevzi Musuki Okulu’nda” on beş yaşında başlamış ve üç sene devam etmiştir. Rauf Yekta Bey’in aracalığı ile Zekai Dede Efendi zade Hafız Ahmet Bey’den çok büyük musiki eserleri icra etmek ve bilgisini geliştirmiştir. Gerek dini ve gerekse Klasik Türk Musiki’nde bu noktada olmasında pay sahidir.
1923 yılında askerliği sırasında Mızıka-ı Hümayun’da, sonradan da Riyaset-i Cumhur Musiki Heyeti’nde çalışan Münir Nurettin, eski okuyuşla yeni anlayışı birleştirerek alışılagelenden çok farklı bir üslupla, 1928’de Sahibinin Sesi firmasında ilk plaklarını yaparak dikkatleri üzerine çekti. Aynı yıl Paris’e giderek ses tekniği konusunda öğrenim gördü. Musiki eserlerini okuyuş tarzını yeni üslup ve çığır açan Münir Nurettin Bey tabir caizse yeni bir ekol açmış ve bu yorum tarzının tek temsilcisi olmuştur. Sesindeki özellik ve güzelliği fevkalade kullanarak okuduğu eserlere kendine has yorulması ile meşhurdu. Bilhassa klasik eserlerdeki tavır ve edası: “Sehl-i müntehı”’dir diye üstadlar tarafından ifade edilmiştir.
Münir Nurettin Selçuk, şair Yahya Kemal Beyatlı’nın da hem arkadaşı ve hem de hayranı idi. İstanbul’un ve Osmanlı’nın en üst düzey ilim, sanatkar ve musuki zanatkar çevrelerinin en iyi olduğu ilgili kaynakta geçmektedir. Gelecek nesillere önemli eser bıraktıkları için saygınlığı ve önemli tarih boyunca yadsınamaz. Burada bir açıklama ile İslam Halifeliği olan Osmanlı İmpatorluğu ve sadece savaşı kazandıktan önceki devletin izleri silmek isteyen Türkiye Cumhuriyet’i Devleti düşünüldüğünde tarihin en önemli ve en asil kişilerinde bir olduğu ortaya çıkacaktır. Osmanlı İmparatorluğu iyi Kuran-ı Kerim okumak ile müzik eserleri tarihsel bir uçurum bulunmaktadır. Padişah eğer musiki seviyorsa ya da önem veriyorsa bu bilim dalı gelişebilmekte idi. Ancak Türkiye Cumhuriyeti dönemi yani Kurtuluş Savaşı Sayın Münir Nurettin Selçuk’un doğum tarihi yani 1900 yılı ve 1923 yılına kadar tüm savaşlarda askerliği dahil zararlı ve yararlı cemiyetler oluşmuştur. Devlete bağlılığını göstermenin en önemli yolu yasalara ve kanunlara uymaktır. Yeni kurulan devletin gelişimi için yasalara uyarak gelişmesini sağlamak için uğraşmak Türkiye Cumhuriyeti Devlet’ine tam bağlılıktır. Çünkü Mozart ve Beethoven gibi önemli ailelerden gelen müzik dalı bile seçmeden Klasik Türk Musiki’nin gelişmesi için uğraşmak devlete bağlılıktır. 81 sene yaşaması ve bugün bile o konuda ilim ve eğitim gören saygı gösterdiği saygınlığı her daim korumuştur.
Dünya Müzik çevrelerinde de büyük ilgi görmüş olan sanatçı, 27 Nisan 1981’de evinde vefat etmiştir. Kabir Aşiyan Mezarlığı’ndadır.
Mustafa UYSAL
Araştırmacı-Yazar
Kaynakça: Kütahya’da Son Osmanlılar
M. Mustafa UYSAL
Sayfa: 157-158-159