Mustafa UYSAL - Tarih Köşesi
Köşe Yazarı
Mustafa UYSAL - Tarih Köşesi
 

Türklerden Evvel Kütahya Şehri

          Anadolu medeniyetlerin beşiği olmuş 300’e yakın medeniyet olduğu Kavimler Göçü ile başka coğrafyalara göç edilmiştir. Kızıl Elma ilan eden Yüce Türk Milleti Anadolu’nun ilk önce Türkleşme ve sonra da İslam Devleti’nin koruma görevini Karahan Devleti  Döneminde almıştır. Günümüze kadar Haçlı Orduları Din Savaşları birçok kez yapılmıştır. Peki ama Türklerden önce Kütahya Şehri hangi uygarlıklar yaşamış hangi Devletler kurulmuştur? Bu sorunun cevabını tarihi belgelere kaynaklardan bahsetmek istiyorum.           Kütahya’nın eski ismi “Cotyoeum- Kotyoeüm- Kotyum” asıl kabul edilmiş “Kutyom”’dur. Şimdiki isim bu eski isimler mutasyonları ya da günümüzde kullanılan “Kütahya”ismine dönüşmüştür. Kütahya şehri, büyük bir kayanın eteğinde bina dildiğini “Şarl Teksiye’si” geçmekte kaynağın bu günkü durumu araştırılmalıdır. Tarih  Hz. Adem’e göre ilk insandan başlamalıdır. Kütahya bu gün bulunan dağın ismine Acem Dağı ve ovaları olarak ilgili kaynakta aynen yazarak yazıyorum.           Meşhur Amasyalı “Istrabon’un” küçük Firijya şehirleri arasında zikrettiği “Kütahya” şehri Meşhur Hikayenüvis “Ezop’un”  doğduğu Kütahya’da ve Millattan Önce (M.Ö.) 6 asır evle uzanabilceğini söylüyor.  Bu kaynakta tarih yine da araştırılmalıdır.           Kurunu Uluda Yunanı Kadim Komutanı “Ksenufon”  vaktinde  İranlılar savaşa girmişlerir. Kütahya o an fethedilmiş İranlıların eline geçmiştir.  Tarihi kesin ve savaş detayları hakkında ilgili kaynakta bilgi bulunmamaktadır.           “Kutyom’un” ehemmiyeti Bizanslılar Dönemi’ndedir. O dönemde “Kutiom “ Piskaposluk Merkezi olması hala din ile bütün problemlere açık konumdadır. İlk Borsa Aizonai vaktinde kurulduğu için ticari yollar ve ticaret önemli bir konumda olduğu ilgili kaynakta geçmektedir. Tabii Baş Piskaposluğun bu şehirde bu şehir olması ticari gelişim açısından din ticareti olduğu söylenebilir. Çünkü Kütahya’da deniz bulunmamakta sadece Porsuk vb bir çok nehir bulunmakta orada da sal ticareti olmasının imkanı yoktur. İlkim çok sert ve kar yağışı erimesi uzun süre almaktadır. Buğday yıl da bir kez ekilebilmektedir.  At arabası ve yürüyerek kervanlar ticaret çok fazla uygun değildir. Bu bilgilerin tarafsız ve iklim şartlarını coğrafi bir haritadan ulaşabilir.           Bizans döneminde kente hakim bir yerde yüksek ve sarp bir tepe üzerine şato yaptırarak burçlarla tahkim etmişler ve şatoyu iki surlar ile iç bölgeye almışlardır. Kütahya Hisar’ın bulunduğu bölge yer alan tarihi bölgedir. Roma ve Bizans İmparatorluğu vaktinde çok fazla esere rastlanmamaktadır. “Şarl Teksiye” kale suru içinde bir Bizans Kilisesi mevcut olup harap olmakla beraber define ve tarihi eserler korunması için her türlü yasal işlemlerle asil Kütahya Şehri’ni hem Ege Bölgesi’ne hem de Türkiye Cumhuriyeti’ne Devlete bağlılığını göstererek Dünya Kütahya Kenti’ni doğru anlatılmalıdır. Müzeler ve tarihi mekanlarda her türlü tarihi eser kaçakçılığına karşı korunmalıdır.           Ülkemizde önemli yere şehrimiz değerleri muhafaza ederek günümüz modern teknolojik imkanları kilim örterek doğru anlatmayız. Ayrıca Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nde mimari özellikleri göstererek mimarı zanaatkarlığın örneklerini gördüğümüz yapılarında Kütahya Türklerden evvel dönemde yapılmış mimarı örnekler sadece Kütahyalı Bilim İnsanları tarafından geliştirerek İslam'a uygun yapılmalıdır. Böylece geçmişte de Hz. Mevlana’nın oğlu Sultan Veled: “ Cennet Kütahya’nın ya altında ya da üstündedir…” diye şehrimizi anlatmıştır.  Kendi kültürümüzü çiniye işleyerek anlattığımız ilimizi doğru tanıtmalıyız. MUSTAFA UYSAL Kütahya Doruk Gazetesi Araştırmacı-Yazar Kaynakça:”Kütahya Şehri”   Bizans ve Selçuklularla  Germiyan ve Osman Oğulları Zamanında “Kütahya Şehri” Sayfa: 7-8
Ekleme Tarihi: 17 Kasım 2021 - Çarşamba
Mustafa UYSAL - Tarih Köşesi

Türklerden Evvel Kütahya Şehri

          Anadolu medeniyetlerin beşiği olmuş 300’e yakın medeniyet olduğu Kavimler Göçü ile başka coğrafyalara göç edilmiştir. Kızıl Elma ilan eden Yüce Türk Milleti Anadolu’nun ilk önce Türkleşme ve sonra da İslam Devleti’nin koruma görevini Karahan Devleti  Döneminde almıştır. Günümüze kadar Haçlı Orduları Din Savaşları birçok kez yapılmıştır. Peki ama Türklerden önce Kütahya Şehri hangi uygarlıklar yaşamış hangi Devletler kurulmuştur? Bu sorunun cevabını tarihi belgelere kaynaklardan bahsetmek istiyorum.

          Kütahya’nın eski ismi “Cotyoeum- Kotyoeüm- Kotyum” asıl kabul edilmiş “Kutyom”’dur. Şimdiki isim bu eski isimler mutasyonları ya da günümüzde kullanılan “Kütahya”ismine dönüşmüştür. Kütahya şehri, büyük bir kayanın eteğinde bina dildiğini “Şarl Teksiye’si” geçmekte kaynağın bu günkü durumu araştırılmalıdır. Tarih  Hz. Adem’e göre ilk insandan başlamalıdır. Kütahya bu gün bulunan dağın ismine Acem Dağı ve ovaları olarak ilgili kaynakta aynen yazarak yazıyorum.

          Meşhur Amasyalı “Istrabon’un” küçük Firijya şehirleri arasında zikrettiği “Kütahya” şehri Meşhur Hikayenüvis “Ezop’un”  doğduğu Kütahya’da ve Millattan Önce (M.Ö.) 6 asır evle uzanabilceğini söylüyor.  Bu kaynakta tarih yine da araştırılmalıdır.

          Kurunu Uluda Yunanı Kadim Komutanı “Ksenufon”  vaktinde  İranlılar savaşa girmişlerir. Kütahya o an fethedilmiş İranlıların eline geçmiştir.  Tarihi kesin ve savaş detayları hakkında ilgili kaynakta bilgi bulunmamaktadır.

          “Kutyom’un” ehemmiyeti Bizanslılar Dönemi’ndedir. O dönemde “Kutiom “ Piskaposluk Merkezi olması hala din ile bütün problemlere açık konumdadır. İlk Borsa Aizonai vaktinde kurulduğu için ticari yollar ve ticaret önemli bir konumda olduğu ilgili kaynakta geçmektedir. Tabii Baş Piskaposluğun bu şehirde bu şehir olması ticari gelişim açısından din ticareti olduğu söylenebilir. Çünkü Kütahya’da deniz bulunmamakta sadece Porsuk vb bir çok nehir bulunmakta orada da sal ticareti olmasının imkanı yoktur. İlkim çok sert ve kar yağışı erimesi uzun süre almaktadır. Buğday yıl da bir kez ekilebilmektedir.  At arabası ve yürüyerek kervanlar ticaret çok fazla uygun değildir. Bu bilgilerin tarafsız ve iklim şartlarını coğrafi bir haritadan ulaşabilir.

          Bizans döneminde kente hakim bir yerde yüksek ve sarp bir tepe üzerine şato yaptırarak burçlarla tahkim etmişler ve şatoyu iki surlar ile iç bölgeye almışlardır. Kütahya Hisar’ın bulunduğu bölge yer alan tarihi bölgedir. Roma ve Bizans İmparatorluğu vaktinde çok fazla esere rastlanmamaktadır. “Şarl Teksiye” kale suru içinde bir Bizans Kilisesi mevcut olup harap olmakla beraber define ve tarihi eserler korunması için her türlü yasal işlemlerle asil Kütahya Şehri’ni hem Ege Bölgesi’ne hem de Türkiye Cumhuriyeti’ne Devlete bağlılığını göstererek Dünya Kütahya Kenti’ni doğru anlatılmalıdır. Müzeler ve tarihi mekanlarda her türlü tarihi eser kaçakçılığına karşı korunmalıdır.

          Ülkemizde önemli yere şehrimiz değerleri muhafaza ederek günümüz modern teknolojik imkanları kilim örterek doğru anlatmayız. Ayrıca Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nde mimari özellikleri göstererek mimarı zanaatkarlığın örneklerini gördüğümüz yapılarında Kütahya Türklerden evvel dönemde yapılmış mimarı örnekler sadece Kütahyalı Bilim İnsanları tarafından geliştirerek İslam'a uygun yapılmalıdır. Böylece geçmişte de Hz. Mevlana’nın oğlu Sultan Veled: “ Cennet Kütahya’nın ya altında ya da üstündedir…” diye şehrimizi anlatmıştır.  Kendi kültürümüzü çiniye işleyerek anlattığımız ilimizi doğru tanıtmalıyız.

MUSTAFA UYSAL

Kütahya Doruk Gazetesi

Araştırmacı-Yazar

Kaynakça:”Kütahya Şehri”   Bizans ve Selçuklularla  Germiyan ve Osman Oğulları Zamanında “Kütahya Şehri”

Sayfa: 7-8

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve dorukmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.