TES-İŞʹde Eşref ERDEN, Yeniden Başkan

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 16.03.2018 - 20:52, Güncelleme: 13.11.2023 - 06:33 8898+ kez okundu.
 

TES-İŞʹde Eşref ERDEN, Yeniden Başkan

 Geçtiğimiz günlerde yapılan Türkiye Enerji Su Gaz İşçileri (TES-İŞ) Sendikası Kütahya Şubesinin 11. Olağan Genel Kuruluna tek aday ve tek liste ile giren Eşref ERDEN, yeniden Şube Başkanlığına seçildi. 2002 yılı Kasım ayında ilk defa göreve gelen ve son genel kurulda da yeniden Başkan seçilen Eşref ERDEN, özelleştirmenin de getirdiği zor ve sıkıntılı süreci başarı ile tamamladı. TES-İŞ Sendikası Kütahya Şubesi olağan genel kuruluna Tes-İş Genel Başkan Yrd. Ersin AKMA, Genel Merkez Genel Sekreteri Rıfat PAKKAN, Genel Mali Sekreter Sedat ÇOKOL, Kütahya Milletvekili İshak GAZEL, İl Genel Meclisi Başkanı Musa YILMAZ, Tavşanlı Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davut EFE, Tavşanlı Ziraat Odası Başkanı İsmail AKPINAR ve eski TES-İŞ Teşkilatlanma Genel Sekreteri, Kütahya TES-İŞ Sendikasının ilk Şube Başkanı Ahmet ARABACI ve delegeler katıldı.   Kongre Divan Başkanlığına Sendika Genel Başkan Yardımcısı Ersin AKMA, Başkan yardımcılıklarına Genel Mali Sekreter Sedat ÇOKOL ve Genel Sekreter Rıfat PAKKAN getirildi. Genel Başkan Yrd. Ve Divan Başkanı Ersin AKMA, konuşmasını yapmak üzere kürsüye geldi. AKMA: "Ülkemize nefes aldırmamak için iki tür saldırıyorlar. Onurlu ve milli duruş sergileyen ülkeleri diz çöktürmek, Yemenʹe, Katarʹa, Suudi Arabistanʹa benzetmek için biat eden bir ülke haline getirerek, laik - anti laik, sağ - sol ekseninde karışıklıklar çıkarmaya çalışıyorlar. Etnik ve mezhepsel temelde bölmeye çalışıyorlar. Ancak Türk toplumu buna en güzel cevabı 15 Temmuzʹda vermiştir" dedi.   Genel Kurula katılan Kütahya Milletvekili İshak GAZELʹin başka toplantıları olduğunu, Uşakʹa gitmesi gerektiğini belirtmesi üzerine kendisine gündem dışı söz verildi. GAZEL: "Sivil hayatta Avukatlık yapan birisiyim uzmanlık alanlarımdan bir tanesi de İş hukuku. İşçinin alın teri olan iş mahkemesini takip ettiğimizde dava neticelendikten sonra o parayı kazandığımızda onun bereketi sadece işçinin kendisine ait değil ona aracı olan bir avukata da sirayet ediyor. Bunu bizzat yaşayan bir insanım ben bunu hayatı boyunca yaşamış bir insan olarak da her ortamda ifade ediyorum. Ne zaman bir iş davasından para kazansam benim için o kadar değerli oluyor ki benim için büyük bir ihtiyacımızı o para ile gideriyorduk bereket ile o parayı kullanıyorduk. AK Parti’nin iktidarı döneminde sendikal alanda çok büyük atılımlar içerisine girildi. Tabi ki sendikalar çoğaldı. Ama bu sendikaların tamamı bir mücadele için ortaya çıktılar. İşçilerin haklarını daha iyi savunabilme adına harekete geçtiler ve büyük ölçüde de ilerleme kaydettiler. 1 Mayıs işçi bayramı eskiden çok büyük sıkıntılarla kutlanmaya çalışılan bir bayram idi. AK Partimiz döneminde resmi bayram olarak işçimizin alın terinin temsil edildiği bir bayram olarak tescil edildi" dedi. Bilahare divanın gündemi okuyup oylamasının ardından kongrenin açılış konuşmasını yapmak üzere Şube Başkanı Eşref ERDEN, kürsüye geldi. ERDEN: "9 Kasım 2002ʹ de bu şerefli bayrağı çalışan arkadaşlarımız bizlere teslim etti. O gün Türkiye genelinde 42 şubeydik, bugün 34 şubeyiz. Bugün Türkiye’de 15 veya 20 yıl önce konuşulan, ‘dünyanın tüm sermayesini tekeller eline alacak, Amerika’daki adam Türkiye’yi yönetecek, sermaye yönetecek’ denildiğinde hepimizi gülüyorduk. Bugün bunları yaşıyoruz. Ne yazık ki çalışma hayatı her geçen gün zorlaşıyor. Örgütlülük, yan yana gelme ise her geçen gün azalmaya devam ediyor. Hemen yanı başımızda komşumuz Suriye topraklarında bölgede yaşanan savaş ve kargaşayla birlikte ülkemizin güney sınırında emperyalist devletler tarafından kurulmaya çalışılan terör devletine mani olmak, sınır güvenliğimizi koruma ve ülkemizin bekası için, yaşadığımız coğrafyayı vesayet savaşıyla kana bulayan terör örgütlerine ve onlara destek sağlayan sözde dost ve müttefiklerimize ve yedi düvele karşı savaş veriyoruz. Bu anlamda, yaklaşık 20 gün önce teşkilatımıza bağlı 2 bin 200 çalışanımız ve beyaz yakalı dediğimiz sendikalı olmayan çalışanlarla ‘Bugün Mehmetçik için çalışıyoruz’ adıyla bir kampanya başlattık. Allah’a çok şükür firesiz bir şekilde kampanyamızı tamamladık. Usulüne uygun bir şekilde Mehmetçik Vakfına bağışımızı yaptık. Burada enteresan bir hadise gelişti. Zorlu grubuna ait Osmangazi Elektrik Anonim Şirketi, ‘başlatılan kampanyaya katılan çalışanlarımızın 1 günlük kazançlarını ben karşılıyorum. Bağışı cebimden yapıyorum. Çalışanlarımızın maaşlarından da kesinti yapmayacağım’ dedi. Ben buradan kendilerini kutluyorum. Bu vesileyle Çanakkale’den kurtuluş savaşına kadar, Fırat Kalkanında, Zeytin Dalı Harekatında şehit olan bütün Mehmetçiklerimize Allah’tan rahmet diliyor, gazilerimize de şükran duygularımı ifade ediyorum. Allah onlardan razı olsun. Genel kurulumuzda delegasyonumuzun belirleyeceği ve görev vereceği, oluşturacağı kurullarımızla yeniden zorlu bir sürece gireceğimizi ve omuzlarımıza yüklenen yükü alnımızın akıyla 4 yıl boyunca taşıyıp tüm üyelerimizin beklentilerini yerine getirmek için mücadele vereceğiz. Bu ağır yüke şahsım olarak yeniden talip olduğumu, devam eden ve aramıza yeni katılacak arkadaşlarımızla bu kutlu yürüyüşe delegelerimizin teveccühüyle devam etmeyi düşünüyoruz. İşsizliğin temel sorun olarak devam ettiği, kazanımlarımızın her geçen gün yok edilmeye çalışıldığı, sendikal hak ve özgürlüklerimizin ‘aba altında sopa gösterilerek’  kısıtlanmaya çalışıldığı, bunun yanında 6356 sayılı sendikalar ve toplu iş sözleşmesi kanunu ile politize olmuş yetkisiz sendikaların önü açılmak adına her türlü desteğin verildiği, özel sektör işyerlerinde mevcudiyetimizi muhafaza etmek adına büyük mücadeleler verdiğimiz bir ortamda sorumluluğumuzun daha da arttığının farkındayız. Gelir dağılımının işçi, memur, esnaf ve köylüler aleyhine giderek bozulduğu, % 11’lik büyüme oranının temsil ettiğimiz işçi sınıfına etkisinin ne odluğunu bile tartışır hale getirdik. Emekçilerin, küresel sermayenin ve yerli baronların itaatkar köleleri halinde getirmek istediği bir süreci hep birlikte yaşıyor ve hissediyoruz. İktisadı ellerinde bulunduran ulusal ve ulusal üstü tekellerin yeni dünya düzeni adı altında enerji kaynaklarına sahip olma veya kontrol etme kavgası ve kaygısı dünyayı özellikle de yaşadığımız coğrafyayı yeniden şekillendirmektedir. Her ne pahasına olursa olsun daha fazla kar, daha fazla büyümekten başka amacı olmayan ve amaca ulaşmak için her yolu mübah sayan, dünyayı yöneten uluslar üstü tekellerin toplumları, ulusları ve devletleri yeniden şekillendirme, kuralları koyma hakkını kendinde görmesi, bu düşüncenin bir gereği olarak da gayri ahlaki, gayri insani, insafsız, ekmeği ve ulusal çıkarları hiçe sayan politikaları nedeniyle yaşadığımız coğrafya sıcak savaşların genişlediği, milli hak ve menfaatlerimizin yok sayıldığı, emellerine ulaşmak için bölgede en büyük tehlike olarak gördükleri, kendi ayakları üzerinde durabilen güçlü bir Türkiye’nin varlığından söz ettirmemek için 15 Temmuz hain darbe ve işgal girişimi olmak üzere kullandıkları terör örgütlerine her türlü desteği vermekte geri durmayan bir hale gelmiştir. Geride kalan 10 yıllık sürede 2 referandum, 2 cumhurbaşkanlığı, 4 milletvekilliği 2 de yerel seçim olmak üzere hemen hemen her yıl bir seçim yapıldı. Seçimlere bağlı olarak kurulan hükümetlerde ekonomi yönetiminde yaşanan değişiklikler ve 15 Temmuz hain darbe girişimi ekonomik süreci olumsuz etkiledi. Düne kadar Türkiye için büyük avantaj olan nitelikli ve düşük maliyetli işgücü bugün kontrol edilemez niteliksiz işgücüne dönüşmektedir. Her ile bir üniversite artık tersine döndü, artık tartışılır hale geldi. Üniversiteler, üniversite mezunu olmak değil eğitimli olmak, birlikte nitelikli eleman olmak ön plana çıkmaktadır. Artan işsizlik ve nitelikli eleman ihtiyacı ülke ekonomisi için önemli bir tehdittir. Ekonomik anlamda son 10 yılda gelinen nokta biz emekçilerin durumunu açıkça ortaya koymaktadır. 2008-2017 dönemlerinde toplamda döviz kurunda yüzde yüz 100, enflasyonda ise yüzde yüz 24,5 oranında bir artış meydana geldiği görülmektedir. Bu artış sonucunda 1 dolar 1,70 liradan 3,90 liraya gelmiştir. 100 liralık bir ürünün fiyatı ise 224,5 liraya yükselmiştir. 3 haneli bu sonuçlar gelecek için endişeli bir durum oluşturmaktadır. Bu durum ülkemizdeki sermayenin, örgütlü çalışmanın, sendikalılık ve toplu sözleşme haklarına bakış açısıyla ve bu konudaki mevcut durumumuzla da ilişkilidir. Son 4 yılda sendikalara üye olan 545 bin işçinin 322 bini Hak-İş üyesi sendikalara üye olmuştur. 2013-2017 yılları arası Türk-İş’in sendikalı işçiler arasındaki temsil oranın yüzde 71’den yüzde 57,5’ düşmüştür. Hak-İş’in temsil oranı ise yüzde 16,6’dan yüzde 31,6’ya yükselmiştir. DİSK’in temsil oranı ise yüzde 10’dan yüzde 9,2’ye gerilemiştir. Hak-İş’in üyesi sayısı 4 yılda yüzde 193 oranında artırılmıştır. Enerji-İş kolunu ele alacak olursak ve teşkilatımızın durumuna bakacak olursak durum pek de farklı değildir." Dedi. Daha sonra İl Genel Meclisi Başkanı Musa YILMAZ, Tavşanlı Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davut EFE, Çelikler İşletme Müdürü Orhan KIRCA söz alarak düşüncelerini ifade ettiler. TES-İŞ Sendikası eski Teşkilatlandırma Genel Sekreteri ve ilk Şube Başkanı Ahmet ARABACI, söz alarak "TES-İŞ Sendikası çalışma hayatı içerisinde çok sağlam temeller üzerine oturmuş bir sendikadır. Türk işçi hareketi içerisinde marka ve model olmuş bir sendikadır. Bugüne kadar ki vermiş olduğu mücadele bunun en güzel örneğidir. Bizim görev yaptığımız dönemlerde de büyük mücadeleler sonucu bugünlere gelen TES-İŞ görüyorum ki gerek Genel Merkez yönetimi, gerekse şube yönetimlerindeki arkadaşlarımızın aynı istikrar ve beceri ile daha ileri hedeflere doğru sağlam adımlarla yol almaktadır. Günümüzde her ne kadar sendikalaşma daha ileri boyut kazandığı ifade edilse de tam tersine son zamanlarda sendikacılık çok zor şartlarda yapılabilir hale gelmiştir. Örgütlenme konusunda yandaş sendikalara prim verilmiş, sendikalar ve STKʹlar vesayet altına alınmıştır. TES-İŞ bu şartlarda bile onurlu yürüyüşünü başarıyla sürdürmektedir. Benim hayatımın en anlamlı ve en gurur duyduğum yaklaşık 20 yıllık süreci, hayatımda asla unutamayacağım süreç olmuştur. Bu duygularla genel kurula başarılar dilerim" dedi.   Konuşmaların akabinde kurulların ibrası yapılarak, seçimlere geçildi. Seçimlere şube Başkan Adayı Eşref ERDEN ve yönetim listesi tek liste olarak katıldı. Yapılan seçimler sonunda Eşref ERDEN Başkanlığındaki yeni yönetim kurulu şu şekilde teşekkül etti. Yönetim Kurulu: Şube Başkanı Eşref ERDEN, Şube Sekreteri: Ramazan İLHAN Mali Sekreter: Mehmet TAVALI Teşkilat Sekreteri: Kurban KOÇAK Eğitim Sekreteri: Murat YAVAŞ   Denetim Kurulu: Murat BALLIK Yusuf GÜLEÇ Selahattin KOYUN   Disiplin Kurulu: Ahmet TURAN Kenan ÖZTÜRK Tuncer TOK   Üst Kurul Delegeleri: Eşref ERDEN Ramazan İLHAN Mehmet TAVALI Mehmet KARADERE Mehmet KAHRAMAN Osman ÖZTÜRK Abdullah GÖRGÜN Mustafa ÖZBÜLBÜL Bülent KARAPINAR Ahmet AKARSU Mehmet AKÇA Alparslan ÜNAL
 Geçtiğimiz günlerde yapılan Türkiye Enerji Su Gaz İşçileri (TES-İŞ) Sendikası Kütahya Şubesinin 11. Olağan Genel Kuruluna tek aday ve tek liste ile giren Eşref ERDEN, yeniden Şube Başkanlığına seçildi. 2002 yılı Kasım ayında ilk defa göreve gelen ve son genel kurulda da yeniden Başkan seçilen Eşref ERDEN, özelleştirmenin de getirdiği zor ve sıkıntılı süreci başarı ile tamamladı. TES-İŞ Sendikası Kütahya Şubesi olağan genel kuruluna Tes-İş Genel Başkan Yrd. Ersin AKMA, Genel Merkez Genel Sekreteri Rıfat PAKKAN, Genel Mali Sekreter Sedat ÇOKOL, Kütahya Milletvekili İshak GAZEL, İl Genel Meclisi Başkanı Musa YILMAZ, Tavşanlı Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davut EFE, Tavşanlı Ziraat Odası Başkanı İsmail AKPINAR ve eski TES-İŞ Teşkilatlanma Genel Sekreteri, Kütahya TES-İŞ Sendikasının ilk Şube Başkanı Ahmet ARABACI ve delegeler katıldı.   Kongre Divan Başkanlığına Sendika Genel Başkan Yardımcısı Ersin AKMA, Başkan yardımcılıklarına Genel Mali Sekreter Sedat ÇOKOL ve Genel Sekreter Rıfat PAKKAN getirildi. Genel Başkan Yrd. Ve Divan Başkanı Ersin AKMA, konuşmasını yapmak üzere kürsüye geldi. AKMA: "Ülkemize nefes aldırmamak için iki tür saldırıyorlar. Onurlu ve milli duruş sergileyen ülkeleri diz çöktürmek, Yemenʹe, Katarʹa, Suudi Arabistanʹa benzetmek için biat eden bir ülke haline getirerek, laik - anti laik, sağ - sol ekseninde karışıklıklar çıkarmaya çalışıyorlar. Etnik ve mezhepsel temelde bölmeye çalışıyorlar. Ancak Türk toplumu buna en güzel cevabı 15 Temmuzʹda vermiştir" dedi.   Genel Kurula katılan Kütahya Milletvekili İshak GAZELʹin başka toplantıları olduğunu, Uşakʹa gitmesi gerektiğini belirtmesi üzerine kendisine gündem dışı söz verildi. GAZEL: "Sivil hayatta Avukatlık yapan birisiyim uzmanlık alanlarımdan bir tanesi de İş hukuku. İşçinin alın teri olan iş mahkemesini takip ettiğimizde dava neticelendikten sonra o parayı kazandığımızda onun bereketi sadece işçinin kendisine ait değil ona aracı olan bir avukata da sirayet ediyor. Bunu bizzat yaşayan bir insanım ben bunu hayatı boyunca yaşamış bir insan olarak da her ortamda ifade ediyorum. Ne zaman bir iş davasından para kazansam benim için o kadar değerli oluyor ki benim için büyük bir ihtiyacımızı o para ile gideriyorduk bereket ile o parayı kullanıyorduk. AK Parti’nin iktidarı döneminde sendikal alanda çok büyük atılımlar içerisine girildi. Tabi ki sendikalar çoğaldı. Ama bu sendikaların tamamı bir mücadele için ortaya çıktılar. İşçilerin haklarını daha iyi savunabilme adına harekete geçtiler ve büyük ölçüde de ilerleme kaydettiler. 1 Mayıs işçi bayramı eskiden çok büyük sıkıntılarla kutlanmaya çalışılan bir bayram idi. AK Partimiz döneminde resmi bayram olarak işçimizin alın terinin temsil edildiği bir bayram olarak tescil edildi" dedi. Bilahare divanın gündemi okuyup oylamasının ardından kongrenin açılış konuşmasını yapmak üzere Şube Başkanı Eşref ERDEN, kürsüye geldi. ERDEN: "9 Kasım 2002ʹ de bu şerefli bayrağı çalışan arkadaşlarımız bizlere teslim etti. O gün Türkiye genelinde 42 şubeydik, bugün 34 şubeyiz. Bugün Türkiye’de 15 veya 20 yıl önce konuşulan, ‘dünyanın tüm sermayesini tekeller eline alacak, Amerika’daki adam Türkiye’yi yönetecek, sermaye yönetecek’ denildiğinde hepimizi gülüyorduk. Bugün bunları yaşıyoruz. Ne yazık ki çalışma hayatı her geçen gün zorlaşıyor. Örgütlülük, yan yana gelme ise her geçen gün azalmaya devam ediyor. Hemen yanı başımızda komşumuz Suriye topraklarında bölgede yaşanan savaş ve kargaşayla birlikte ülkemizin güney sınırında emperyalist devletler tarafından kurulmaya çalışılan terör devletine mani olmak, sınır güvenliğimizi koruma ve ülkemizin bekası için, yaşadığımız coğrafyayı vesayet savaşıyla kana bulayan terör örgütlerine ve onlara destek sağlayan sözde dost ve müttefiklerimize ve yedi düvele karşı savaş veriyoruz. Bu anlamda, yaklaşık 20 gün önce teşkilatımıza bağlı 2 bin 200 çalışanımız ve beyaz yakalı dediğimiz sendikalı olmayan çalışanlarla ‘Bugün Mehmetçik için çalışıyoruz’ adıyla bir kampanya başlattık. Allah’a çok şükür firesiz bir şekilde kampanyamızı tamamladık. Usulüne uygun bir şekilde Mehmetçik Vakfına bağışımızı yaptık. Burada enteresan bir hadise gelişti. Zorlu grubuna ait Osmangazi Elektrik Anonim Şirketi, ‘başlatılan kampanyaya katılan çalışanlarımızın 1 günlük kazançlarını ben karşılıyorum. Bağışı cebimden yapıyorum. Çalışanlarımızın maaşlarından da kesinti yapmayacağım’ dedi. Ben buradan kendilerini kutluyorum. Bu vesileyle Çanakkale’den kurtuluş savaşına kadar, Fırat Kalkanında, Zeytin Dalı Harekatında şehit olan bütün Mehmetçiklerimize Allah’tan rahmet diliyor, gazilerimize de şükran duygularımı ifade ediyorum. Allah onlardan razı olsun. Genel kurulumuzda delegasyonumuzun belirleyeceği ve görev vereceği, oluşturacağı kurullarımızla yeniden zorlu bir sürece gireceğimizi ve omuzlarımıza yüklenen yükü alnımızın akıyla 4 yıl boyunca taşıyıp tüm üyelerimizin beklentilerini yerine getirmek için mücadele vereceğiz. Bu ağır yüke şahsım olarak yeniden talip olduğumu, devam eden ve aramıza yeni katılacak arkadaşlarımızla bu kutlu yürüyüşe delegelerimizin teveccühüyle devam etmeyi düşünüyoruz. İşsizliğin temel sorun olarak devam ettiği, kazanımlarımızın her geçen gün yok edilmeye çalışıldığı, sendikal hak ve özgürlüklerimizin ‘aba altında sopa gösterilerek’  kısıtlanmaya çalışıldığı, bunun yanında 6356 sayılı sendikalar ve toplu iş sözleşmesi kanunu ile politize olmuş yetkisiz sendikaların önü açılmak adına her türlü desteğin verildiği, özel sektör işyerlerinde mevcudiyetimizi muhafaza etmek adına büyük mücadeleler verdiğimiz bir ortamda sorumluluğumuzun daha da arttığının farkındayız. Gelir dağılımının işçi, memur, esnaf ve köylüler aleyhine giderek bozulduğu, % 11’lik büyüme oranının temsil ettiğimiz işçi sınıfına etkisinin ne odluğunu bile tartışır hale getirdik. Emekçilerin, küresel sermayenin ve yerli baronların itaatkar köleleri halinde getirmek istediği bir süreci hep birlikte yaşıyor ve hissediyoruz. İktisadı ellerinde bulunduran ulusal ve ulusal üstü tekellerin yeni dünya düzeni adı altında enerji kaynaklarına sahip olma veya kontrol etme kavgası ve kaygısı dünyayı özellikle de yaşadığımız coğrafyayı yeniden şekillendirmektedir. Her ne pahasına olursa olsun daha fazla kar, daha fazla büyümekten başka amacı olmayan ve amaca ulaşmak için her yolu mübah sayan, dünyayı yöneten uluslar üstü tekellerin toplumları, ulusları ve devletleri yeniden şekillendirme, kuralları koyma hakkını kendinde görmesi, bu düşüncenin bir gereği olarak da gayri ahlaki, gayri insani, insafsız, ekmeği ve ulusal çıkarları hiçe sayan politikaları nedeniyle yaşadığımız coğrafya sıcak savaşların genişlediği, milli hak ve menfaatlerimizin yok sayıldığı, emellerine ulaşmak için bölgede en büyük tehlike olarak gördükleri, kendi ayakları üzerinde durabilen güçlü bir Türkiye’nin varlığından söz ettirmemek için 15 Temmuz hain darbe ve işgal girişimi olmak üzere kullandıkları terör örgütlerine her türlü desteği vermekte geri durmayan bir hale gelmiştir. Geride kalan 10 yıllık sürede 2 referandum, 2 cumhurbaşkanlığı, 4 milletvekilliği 2 de yerel seçim olmak üzere hemen hemen her yıl bir seçim yapıldı. Seçimlere bağlı olarak kurulan hükümetlerde ekonomi yönetiminde yaşanan değişiklikler ve 15 Temmuz hain darbe girişimi ekonomik süreci olumsuz etkiledi. Düne kadar Türkiye için büyük avantaj olan nitelikli ve düşük maliyetli işgücü bugün kontrol edilemez niteliksiz işgücüne dönüşmektedir. Her ile bir üniversite artık tersine döndü, artık tartışılır hale geldi. Üniversiteler, üniversite mezunu olmak değil eğitimli olmak, birlikte nitelikli eleman olmak ön plana çıkmaktadır. Artan işsizlik ve nitelikli eleman ihtiyacı ülke ekonomisi için önemli bir tehdittir. Ekonomik anlamda son 10 yılda gelinen nokta biz emekçilerin durumunu açıkça ortaya koymaktadır. 2008-2017 dönemlerinde toplamda döviz kurunda yüzde yüz 100, enflasyonda ise yüzde yüz 24,5 oranında bir artış meydana geldiği görülmektedir. Bu artış sonucunda 1 dolar 1,70 liradan 3,90 liraya gelmiştir. 100 liralık bir ürünün fiyatı ise 224,5 liraya yükselmiştir. 3 haneli bu sonuçlar gelecek için endişeli bir durum oluşturmaktadır. Bu durum ülkemizdeki sermayenin, örgütlü çalışmanın, sendikalılık ve toplu sözleşme haklarına bakış açısıyla ve bu konudaki mevcut durumumuzla da ilişkilidir. Son 4 yılda sendikalara üye olan 545 bin işçinin 322 bini Hak-İş üyesi sendikalara üye olmuştur. 2013-2017 yılları arası Türk-İş’in sendikalı işçiler arasındaki temsil oranın yüzde 71’den yüzde 57,5’ düşmüştür. Hak-İş’in temsil oranı ise yüzde 16,6’dan yüzde 31,6’ya yükselmiştir. DİSK’in temsil oranı ise yüzde 10’dan yüzde 9,2’ye gerilemiştir. Hak-İş’in üyesi sayısı 4 yılda yüzde 193 oranında artırılmıştır. Enerji-İş kolunu ele alacak olursak ve teşkilatımızın durumuna bakacak olursak durum pek de farklı değildir." Dedi. Daha sonra İl Genel Meclisi Başkanı Musa YILMAZ, Tavşanlı Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davut EFE, Çelikler İşletme Müdürü Orhan KIRCA söz alarak düşüncelerini ifade ettiler. TES-İŞ Sendikası eski Teşkilatlandırma Genel Sekreteri ve ilk Şube Başkanı Ahmet ARABACI, söz alarak "TES-İŞ Sendikası çalışma hayatı içerisinde çok sağlam temeller üzerine oturmuş bir sendikadır. Türk işçi hareketi içerisinde marka ve model olmuş bir sendikadır. Bugüne kadar ki vermiş olduğu mücadele bunun en güzel örneğidir. Bizim görev yaptığımız dönemlerde de büyük mücadeleler sonucu bugünlere gelen TES-İŞ görüyorum ki gerek Genel Merkez yönetimi, gerekse şube yönetimlerindeki arkadaşlarımızın aynı istikrar ve beceri ile daha ileri hedeflere doğru sağlam adımlarla yol almaktadır. Günümüzde her ne kadar sendikalaşma daha ileri boyut kazandığı ifade edilse de tam tersine son zamanlarda sendikacılık çok zor şartlarda yapılabilir hale gelmiştir. Örgütlenme konusunda yandaş sendikalara prim verilmiş, sendikalar ve STKʹlar vesayet altına alınmıştır. TES-İŞ bu şartlarda bile onurlu yürüyüşünü başarıyla sürdürmektedir. Benim hayatımın en anlamlı ve en gurur duyduğum yaklaşık 20 yıllık süreci, hayatımda asla unutamayacağım süreç olmuştur. Bu duygularla genel kurula başarılar dilerim" dedi.   Konuşmaların akabinde kurulların ibrası yapılarak, seçimlere geçildi. Seçimlere şube Başkan Adayı Eşref ERDEN ve yönetim listesi tek liste olarak katıldı. Yapılan seçimler sonunda Eşref ERDEN Başkanlığındaki yeni yönetim kurulu şu şekilde teşekkül etti. Yönetim Kurulu: Şube Başkanı Eşref ERDEN, Şube Sekreteri: Ramazan İLHAN Mali Sekreter: Mehmet TAVALI Teşkilat Sekreteri: Kurban KOÇAK Eğitim Sekreteri: Murat YAVAŞ   Denetim Kurulu: Murat BALLIK Yusuf GÜLEÇ Selahattin KOYUN   Disiplin Kurulu: Ahmet TURAN Kenan ÖZTÜRK Tuncer TOK   Üst Kurul Delegeleri: Eşref ERDEN Ramazan İLHAN Mehmet TAVALI Mehmet KARADERE Mehmet KAHRAMAN Osman ÖZTÜRK Abdullah GÖRGÜN Mustafa ÖZBÜLBÜL Bülent KARAPINAR Ahmet AKARSU Mehmet AKÇA Alparslan ÜNAL
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve dorukmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
aohbet islami sohbetler omegle tv türk sohbet cinsel sohbet dini chat etanj armatür