CHP İl Başkanı Makbul SARIʹdan Eğitimin Sorunları ve Çözümleri
2018-2019 eğitim öğretim yılının başlaması nedeniyle öğrencileri, öğretmenleri ve velileri tebrik eden Cumhuriyet Halk Partisi Kütahya İl Başkanı Makbul SARI: "Tüm çocuklarımızın en iyi eğitim alma hakkı vardır. Ancak günümüzde eğitimde fırsat eşitliği kalmamıştır.
En kıymetli varlıklarımız çocuklarımızdır. Atatürk geleceğimizi çocuklarımıza emanet etmiştir. Öğretmenlerin önemini de ʹYeni nesli, Cumhuriyetʹin özverili öğretmen ve eğitmenleri, sizler yetiştireceksiniz; yeni nesil,sizin eseriniz olacaktırʹ diyerek vurgulamıştır.
Ancak maalesef ulusal eğitim politikamız bu siyasi iradenin beklentileri ve hedeflerine göre belirlenmiş, istikrardan tamamen uzaklaşılmış, eğitimde fırsat eşitliği çocuklarımızın ellerinden alınmıştır.
İyi eğitim iyi gelecek demektir. Bu günkü eğitime bakıldığında geleceğimizden endişelenmemek elde değildir. parasız ve kaliteli eğitim alma hakkı en önemli çocuk hakkıdır.
Türkiye’de hala çocuk işçilerimiz var.
Çocuk gelinlerimiz var.
Şehirlerimizdeki eğitim imkanları kasabalara sunulamamış,
köylerimize ise hiç uğramamıştır.
Okullar arası eğitim farkı ve okullar arası altyapı farkı endişe vericidir.
Eğitim insan ve çocuk hakkı olmaktan çıkarılmış parayla alınan bir hizmete dönüştürülmüştür.
Eğitimde ayrımcılık vardır. Fakirin çocuğu artık zenginin elindeki eğitim olanaklarını hayal bile edememektedir. Ancak üniversitede
Çağdaş eğitimi daha da geliştirmemiz gerekirken şimdi de bilimsellikten uzak bir kafayla bizi kaliteli ve nitelikli eğitimden tamamen uzaklaştıracak bir Araştıran, sorgulayan, üreten, Cumhuriyetin ve demokrasinin bilincine sahip bir neslin yetiştirilmesi için öğretmenlere, eğitim camiasının yöneticilerine büyük bir sorumluluk düşüyor.
Geleceğimizi kuracak eğitim camiasına tekrar başarılar diliyorum. Tüm çocuklarımızın gözlerinden öpüyorum. Elbette hepimizin hedefi Cumhuriyetimizin kurucusu, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün işaret ettiği muasır medeniyet seviyesine çıkmak ve onu aşmak olmalıdır. Atatürk’ü ve Atatürkçülüğü bilmeyen, milli bilinci olmayan, sorgulamayan, biat kültürüyle yetişen bir nesil ile çağdaş, demokratik ve gelişmiş bir Türkiye umudu hayal olmaktan öteye gidemez.
2018-2019 eğitim öğretim yılının öğrencilerimize, öğretmenlerimize ve velilerimize hayırlı uğurlu olmasını dilerim
EĞİTİMDE 12 SORUN 12 ÇÖZÜM ÖNERİLERİMİZ.
1-Eğitimde Fırsat-İmkan Eşitliği Sağlanmalıdır
Okullar açılmadan önce, devlet okullarında okuyan her çocuğa, eğitime katkı payı olarak 500 TL verilmelidir. Özel okuldaki çocuğumuza 5000-TL verildiğine göre bu da verilebilir. Taşımalı eğitime son verilmelidir. İkili eğitim sistemi kaldırılarak, tam gün eğitim sistemine geçilmelidir. Birleştirilmiş sınıf uygulaması sonlandırılmalıdır. Her okulda öğle yemeği ücretsiz verilmelidir. Velilerden kayıt parası ve okul masrafları alınmamalıdır.
2-Ülkemizin Kıt Kaynaklarını Betona Değil Beyne Kanalize Etmeliyiz
Tasarruf tedbirleri kapsamında Milli Eğitime ayrılan bütçeden kesinti yapıldı. Hiçbir medeni ülkede eğitim bütçesinden kısılarak tasarrufa gidilemez. Ülkenin can damarları kesilerek tasarruf yapılamaz...
Aksine krizlerin pençesinden kurtulmak için eğitime daha fazla bütçe ayırmak gerekir. Çünkü eğitime ayrılan pay geleceğe yapılan yatırımdır.
SEKA’yı özelleştirip kağıt ihtiyacımızı dışardan karşılamaya başladık. Şimdi çocuklarımızın kitaplarını basacak kağıt sıkıntısı yaşıyoruz.
3-Eğitimin Bilimsel Niteliğini Korumalıyız
Laik, bilimsel, demokratik ve herkese parasız eğitim verilmelidir. Milli Eğitim Bakanlığı tarikat ve cemaatlerin eğitimle olan ilişksini kesmeli, kimi vakıf ve derneklerle yaptığı protokolleri derhal iptal etmelidir.
4-Eğitimde Paradigma Değişikliğine İhtiyaç Vardır
Sadece piyasacı, pragmatik ve çağ dışı eğitime dayalı öğretim programı anlayışı ile öğrenci yetiştirilemez. Eğitim felsefemiz çağdaş eğitim anlayışına dayanmalıdır. Çocuklarımızı geleceğe hazırlayan, geleceğin dünyası ile buluşturan, çağdaş, demokratik, laik ve bilimsel öğretim programları oluşturulmalıdır.
5-Eğitimde Dönüşüm Yaparken Partizanca Davranmamalıyız
Eğitim sisteminin siyasallaşmasının önüne geçilmelidir. Talimatla değil liyakat esasına göre atama yapılmalıdır. Mülakat sistemine son verilerek, hak edenlerin ataması yapılmalıdır. KPSS’de yüksek puan alıp atamaya hak kazanan, ancak mülakatta çok düşük puan verilerek elenen öğretmenlerin haklarının iadesi yoluna gidilmelidir. Okul türleri Türkiye’nin ihtiyaçlarına göre belirlenmelidir. Talep edilmeyen çok az sayıda öğrencisi olan okul türleri, talep fazlası olan okul türlerine dönüştürerek sorun çözülmelidir.
6-Eğitim, Partizanca Siyasetin Uygulama Alanı Değildir
Eğitime siyaset sokulmamalı, eğitim politikası, siyasi anlayışa değil, bilime göre düzenlenmelidir. Siyasetin etkisindeki eğitim bilimsellikten uzaklaşır. Kadrolaşmayı hedefleyen atamalar sonlandırılmalıdır. AKPʹli eski milletvekillerinin Rektör olarak atanmaları kamu vicdanını yaralamıştır. Rektörlük için 3 yıl profesörlük şartının kaldırılarak, kişiye özel atama yapılması kabul edilemez. Üniversitelerin siyasallaşması yanlıştır. Üniversiteler özgür üretim ortamları olmalıdır. Rektör ve dekanlar atamayla değil, öğretim üyeleri tarafından seçimle belirlenmelidir.
7-Sınav Odaklı Eğitim Derhal Terkedilmelidir
Çocukların yeteneklerini ve ilgi alanlarını ortaya çıkartacak eğitim modellerinin hayata geçirilmesi gerekir. Ezberci ve sınav odaklı eğitimden vazgeçilmelidir. Çocuklarımızı istemedikleri okul türlerinde okumaya zorlayan LGS sistemi kaldırılmalıdır. Çocuklarımız ilgi alanlarına ve yeteneklerine göre yönlendirilerek, istedikleri lise türünde okumaları sağlanmalıdır. Başarının sırrı, öğrencilerin ilgi alanlarının ve yeteneklerinin tespit edilerek o alana yönlendirilmesinde gizlidir.
8-Eğitimde liyakat Esas Alınmalıdır.
Eğitimde, liyakata dayalı bir sistem kurulmalıdır. Atamalar siyasete değil,liyakata bakılarak yapılmalıdır. Geçmişte, FETÖ referansıyla yapılan atamaların, Ülkemizi büyük problemlerle karşı karşıya bıraktığı açıktır.
9- Darbeci Eğitim Zihniyetinden Vazgeçilmelidir
12 Eylül zihniyetiyle eğitimde yola devam edemezsiniz. Bir an önce erişilebilir, bölgesel farklılıkları giderilmiş, küresel düzeyde iddialı ve bilimsel eğitime geçilmelidir.
10-Eğitimde 1+8+4 Sistemine Geçilmelidir
Eğitim sistemi, 1 yıl okul öncesi eğitim olmak üzere, 13 yıla çıkartılmalıdır.
Eğitim yapısının ürettiği temel sorunlardan birisi de açık liselerdir. Bugün bu liselerde 1.586.823 öğrenci bulunmaktadır. Bu gidişle önümüzdeki yıl bu sayı 2 milyonu aşacaktır.
Eğitimin toplumla, ekonomiyle ve bilimle ilişkisini yeniden kurmalı ve ona göre etkin yapılanma, çağdaş-bilimsel içerik, yetişmiş öğretmen, güçlendirilmiş okul ve edilgen olmayan öğrenci dikkate alınarak eğitim yeniden yapılandırılmalıdır.
11-Öğretmenlere Hak Ettikleri Değer Verilmelidir
5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü ve 24 Kasım Öğretmenler Günüʹnde birer maaş ikramiye verilmelidir. Öğretmenlerin ek göstergeleri 3600’e çıkartılmalıdır. Öğretmenlerimizi az da olsa rahatlatmak için 2018 Eylül ayında ödenecek 1.121.- TL’lik hazırlık ödeneği de bir maaş seviyesine çekilmelidir. Tüm öğretmenler kadroya alınarak, ücretli öğretmen, sözleşmeli öğretmen, kadrolu öğretmen ayrımına son verilmelidir.
Öğretmenlik Meslek Kanunu Çıkarılmalıdır. Bizim bu konudaki çalışmalarımız devam etmektedir.
12-Karma Eğitimden Vazgeçilemez
1739 sayılı kanunda tanımlanmış olan karma eğitim Cemaat, tarikat ve kimi oluşumların baskısıyla Kurum Açma Kapatma Yönetmeliğinden çıkarılarak tartışmaya açılmıştır. Anayasa ve Milli Eğitim Temel Kanunu’ndaki “karma eğitim” zorunluluğunu görmezden gelenler, kafalarını kuma gömüyorlar. Milli Eğitim Bakanlığı karma eğitimden vazgeçilemeyeceğini, Cumhurbaşkanlığı ise karma eğitiminde esneklik sinyalleri veriyor. Eğitimde çocuklarımızın üstün yararı söz konusudur. Pedegojik olarak doğru olan karma eğitim uygulamasıdır. Bunu da en iyi Milli Eğitim Bakanı bilir.