|
|||
![]() |
Mağara Yaşamından Günümüze Hikaye Anlatmak | ||
Muttalip KORKMAZ - Bana Göre | |||
kutahyadorukgazetesi@gmail.com | |||
Bilim insanları dünyanın bir çok bölgesindeki yeraltı mağaralarını incelemişler. Yaklaşık Bir milyon yıl önce yapılmış resimlerde ilkel atalarımızın ateş kullandığına dair en eski somut kalıntılar ortaya çıkarılmış. Evet bilinen ilk kamp ateşi de bir milyon yıl önce yakılmıştı. Bu keşiflerden, mağara insanlarının toplanıp deneyimlerini paylaştıklarını, kamp ateşi sıcaklığında faydalanırken hikayelerini anlattıklarını gösterir bulgulara rastlanmış. Aslında bir milyon yıldır pek bir şey değişmedi. Hikâyeler hayatlarımızın merkezinde yer almaya ve en temel iletişim yöntemlerimizden birisi olmaya devam etti. Eskiden mağaralardaki ateşinin etrafında anlatılan hikâyeler sonraları çadırlardaki ateşlerin etrafına, daha sonraları evlerdeki ocakların, sobaların etrafında devam etti; şimdi, televizyonun, bilgisayar ekranının, cep telefonunun başına toplanıp dinlemeye başladık. Hatta eğitim seminerlerinde, söyleşilerde, makalelerde hikâyenin kalıcılığı, etkililiği ve dikkat çekiciliğinden faydalanılmakta. Değişen tek şey, hikâye dinlemek için artık fiziki olarak bir araya gelmemize gerek kalmaması, anlatıcının birçok araca sahip olması bu araçların verdiği kolaylıklardan yararlanılıyor olması oldu. Bilgi göçerimi, tecrübelerin aktarılması ve bir sonraki nesile ulaşması için hikâyelere ihtiyaç duymuş insan oğlu. Bazen de geleceği şekillendirmek ve umudumuzu canlı tutmak için hikâyeleri kullanmış. Kimi zaman da sadece dedikodu yapmak, fal bakmak, kehanette bulunmak, başarılarımızı mübalağa için hikâyeler anlatmış. Her ne olursa olsun, tarih bize gösteriyor ki insan sadece atomlardan değil hikâyelerden de oluşuyor. Bugün hikâye anlatıcılığı popülerliğini hiç kaybetmemiş gibi görünüyor. İş dünyasından eğitimcilere, sosyal medya fenomenlerinden ebeveynlere, pazarlamacılarda siyasetçilere kadar toplumun her kesiminde insan hikâyelerin gücüne başvuruluyor. Amaçlarına ulaşmada en önemli araç olarak görüyorlar. Hollywood’da hocaların hocası olarak bilinen, Robert Mckee bunun nedenini çok iyi açıklıyor aslında. “Eğer bir iş insanı, anlatacağı konuyu hikâye biçiminde sunarsa, dinleyici kitlesi ona direnemez aksine onu kucaklar.” Bir lider doğrudan mesajını anlattığında ya da bir satıcı bir ürünün sadece özelliklerini ve faydasını anlattığında, yahut bir pazarlama yöneticisi stratejisini sadece grafiklerle ve tablolarla sunduğunda üç gün sonra bunun akılda kalma oranı yüzde 10 civarında oluyor. Fakat doğrudan anlatmak yerine bir hikâyeyle (görselleştirerek ve bir duygu yaratarak) anlatırsa 20 kat daha fazla akılda kalıyor. Evet sevgili dostlar hayatın her yerinde hikâyeleştirmenin kullanılmasının en önemli sebeplerinden birisi duygulara dokunması ve akılda daha kalıcı olmasıdır. Tıpkı hikayesi iyi olan, insanlara yararlı olan insanların unutulmadığı gibi. Size bulunduğunuz ilin valisinin ismini, orta okul müdürünüzün ismini sorsam hatırlayabilecek misiniz? Büyük bir olasılıkla bilmiyorsunuzdur, ama ilk okul öğretmenizin adını unutmadığınızdan eminim. Hikâyenin gücü işte burada saklıdır. Biz insanlar duygumuza dokunan neredeyse hiçbir şeyi unutmayız. Ayrıca her insanın bir hayat hikayesinin olduğunu da unutmamak gerekir.Hepinize iyi haftalar… |
|||
Etiketler: Mağara, Yaşamından, Günümüze, Hikaye, Anlatmak, |
|