Michelle Obama iyi eğitim görmüş bir hukukçu ve eski başkan Barack Obama'nın eşi.
Beyaz Saray'daki 2009 -2017 yılları arasındaki yaşamlarına ilişkin bir kitap yazmış.
Kitabın ilginç bölümlerinden birinde Beyaz Saray’a girdiklerinden bir ay sonra önlerine konan faturayı yazıyor.
Saraya ilk yerleştiklerinde mutfak masrafları ile çarşaf, havlu, yastık, diş fırçası, kuru temizleme vb kişisel malzemelerin saray bütçesine dahil olduğunu sanıyorlarmış.
Aşçı, ilk günler Başkan Obama’ya Japonya’dan getirilen balıklarla nefis bir suşi yapıyor. Maliyetinden habersiz olan Obamalar çok beğeniyor ve pahalı suşi menüdeki yerini alıyor.
Aşçı da “Başkanın hoşuna gitti” diye sık sık suşi yapıyor. Ta ki, aybaşında mutfak masrafları faturası önlerine konuncaya kadar.
Mutfak masraflarının sarayın bütçesine ait olduğunu sanan Michelle Obama'da şafak atıyor. Harcamalara hemen el koyuyor, suşiyi ve pahalı diğer yemekleri menüden çıkarıyor ve daha sonra başkanlık süresi bitene kadar bu tasarruf devam ediyor...
Çünkü;
ABD Başkanları Beyaz Saray’a kira ödemez, ama onun dışındaki herşey maaşlarından kesilir. Beyaz Saray, devletin ABD Başkanı için tahsis ettiği misafirhanedir ve orada 4 ya da 8 yılını geçirmek zorunda olan her aile, kendilerinin ve kişisel misafirlerinin bütün masraflarını kendisi karşılamak durumundadır. Sadece resmi devlet konuklarının ağırlanma masrafını Amerikan vergi mükellefleri öder. Geri kalan kişisel mutfak giderleri, hizmet ve malzemelerin ücreti Başkan ve ailesine aittir. Başkan takım elbiselerinin kuru temizleme ücretini de kendisi ödemek zorundadır. Konutun başkan ve ailesinin kaldıkları kısmındaki temizlikçi, garson ve hizmetçilerin çalıştıkları süredeki saat ücretini de başkan öder. Kısacası, kira ve elektrik, su faturası dışında, kendileri için harcanan her kuruşu devlete ödemek zorundadırlar.
ABD’ye devlet başkanı seçildi diye kimse, devletin parasını keyfince harcayamaz. Sadece bu ev içinde değil, her yerde…
ABD Başkanı, hafta sonu veya yıllık tatilini şehir dışında geçirmek istediğinde konakladığı Camp David’teki dinlenme evinin masraflarını da kendi cebinden karşılamak zorunda. Yine örneğin başkan, ABD Başkanlık uçağına, devlet delegasyonundan olmayan tek bir kişi dahi bindirecekse, (oğlu, kardeşi bile olsa) bir ticari yolcu uçağının ‘first class’ uçak bileti ödemek zorundadır.
Gerçekten ilginç değil mi değerli okurlarım
|