Doruk Gazetesi, Kanal T de Kütahya'yı Konuştu

Spor 15.12.2020 - 18:10, Güncelleme: 13.11.2023 - 06:33 3003+ kez okundu.
 

Doruk Gazetesi, Kanal T de Kütahya'yı Konuştu

Merkezi Kıbrıs'ta olan ve Londra'dan da yayın yapan Kanal T London'da Emel KOSİ ile Haftalık Ajanda programının konukları Kütahya DORUK Gazetesi Kurucusu Ahmet ARABACI ile İmtiyaz Sahibi Fatma ÇAKIR ile Assistance Danışmanlık Kurucusu M. Fatih TURAN, yeraltı zenginliklerinden, tarihi, turistik, gastronomi zenginliklerine kadar yedi medeniyetin yaşadığı Kütahya'nın değerlerini Kanal T izleyicileriyle paylaştılar.
Merkezi Kıbrıs'ta olan ve Londra'dan da yayın yapan Kanal T London'da Emel KOSİ ile Haftalık Ajanda programının konukları Kütahya DORUK Gazetesi Kurucusu Ahmet ARABACI ile İmtiyaz Sahibi Fatma ÇAKIR ile Assistance Danışmanlık Kurucusu M. Fatih TURAN, yeraltı zenginliklerinden, tarihi, turistik, gastronomi zenginliklerine kadar yedi medeniyetin yaşadığı Kütahya'nın değerlerini Kanal T izleyicileriyle paylaştılar. Kanal T Haftalık Ajanda Yapımcısı KOSİ:“Kütahya’mızı her yönüyle ele alacağız” Programın açılışını yapan Kanal T sunucusu KOSİ sözlerine: “Korunan tarihi dokusu, el sanatları ve manevi zenginlikleriyle ünlenmiş, zengin kaynaklarının yanı sıra termal kaynaklarıyla görülmeye değer çok özel şehirlerimizden biri olan Kütahya’mızı her yönüyle ele alacağız. ”dedi. Sözlerine; “Fatma Hanım, ana başlıklarımıza geçmeden önce her konuğuma sorduğum gibi size de sormak istiyorum; tüm dünya gibi Türkiye de bir Pandemi sürecinden geçiriyor. Gerek bireysel gerek toplumsal pek çok alışkanlığı geride bırakarak yenilerini edindik. Sizin Pandemi süreciniz nasıl geçiyor, hayatınızda neler değişti, siz nasıl atlatıyorsunuz bu süreci? Biraz da sizi tanıyabilirsek seviniriz.”diyerek devam etti. DORUK Gazetesi İmtiyaz Sahibi Fatma ÇAKIR:"Kendimi tanıtacak olursam;  Kütahyalıyım, 2 üniversite (Anadolu Üni. İşletme Fak. ve DPÜ Bilgisayar Programcılığı bölümünden Bölüm Birincisi olarak Onur Belgesi ile) mezunum. 2005 yılında HÜROK Mermer'de önce İnsan Kaynakları Uzmanı, Satın-alma ve Muhasebe görevlerinde bulunduktan sonra, İhracat'ta görevine devam ederek hem firmanın Amerika'daki deposuna tüm Türkiye'den sevkiyatları organize edip ihracat yapmış olup, hem de yurt dışındaki diğer firmalara ihracatın tüm kademelerini gerçekleştirdim. Kütahya Ticaret ve Sanayi Odasında tahsilât memuru olarak görev yapmış olup, Halk Eğitim Merkezinde Bilgisayar, On Parmak kursları verdim. Sürücü Kursunda ve Yabancı Dil Kursunda Müdürlük ve Trafik Çevre Öğretmenliği görevlerini de yürütmüş bulunuyorum. Aynı zaman da Kütahya Belediyesi Kent Konseyi Spor Komisyonu Başkan Yardımcısı olup, Türkiye Kick Boks Federasyonunda Milli Hakem ve Antrenör olarak görev yapıp, Kick Boks Kütahya İl Temsilci Yardımcısıyım. İlimizin farklı ilçelerinde Kick Boks organizasyonlarını İl Temsilcimiz Ahmet ARABACI ile birlikte yaparak, şehrin tanıtımına katkı sağlamaktayız. 2018 yılındaki Milletvekilliği seçimlerinden aday adayı oldum, ciddi ve etkin bir seçim süreci yaşadım, yerel televizyonlarda çeşitli programlara katıldım ve 2014 yılında Ahmet ARABACI ile birlikte DORUK Gazetesini çıkarmaya başladım. Ve şuan da halen imtiyaz sahibi olarak tarafsız, ilkeli yayın hayatına devam etmekteyim.  Kütahya Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı görevini de sürdürmekteyim.   DORUK Gazetesi İmtiyaz Sahibi ÇAKIR:” Bu Sıkıntılı Süreç Benimle Birlikte 50 Sporcumun da Hayatında Ciddi Sosyal Eksiklik Olarak Yer Aldı.” Herkes gibi bizim de Pandemi sürecimiz bugüne kadar ki alışmış olduğumuz hayattan çok farklı, çok değişik bir şekil aldı. Son zamanlarda, yeniden normal adı altında sürüyor gibi görsek de, maalesef her gün biraz daha geleceğe dönük sıkıntıların yaşanacağı gerçeği ile karşı karşıyayız. Örneğin, bizim hayatımızda çok büyük değişikliklere sebep oldu. Gazeteciliğin yanı sıra Kick Boks Antrenörlüğü ve Kick Boks Hakemliği yapmaktaydım; şuan da bütün müsabakalar ve antrenmanlar iptal edildiği için, bu etkinliklerimizi sürdürmemiz mümkün değil. Keza, bu sıkıntılı süreç benimle birlikte 50 sporcumun da hayatında ciddi sosyal eksiklik olarak yer aldı. ÇAKIR:”Sürecin Ne Kadar Titizlikle Dikkat Edilmesi Gereken Bir Hale Geldiğini Kamuoyuna Aktarmaya Çalışıyoruz.” Hem gazeteci olarak hem de spor adına yapmış olduğumuz seyahatler maalesef ortadan kalktı. Kısıtlamalar ve sosyal etkinliklerin kaldırılması tatsız, tuzsuz yeni bir süreç yaşamamıza sebep oluyor. Tabi ki aynı zamanda her an bir sağlık tehlikesi ile karşılaşabileceğimiz endişesiyle yaşıyoruz. Bu süreçte öncelikle kendimiz kurallara uyarak ve azami dikkat ederek örnek olmaya çalışırken, sürecin ne kadar titizlikle dikkat edilmesi gereken bir hale geldiğini kamuoyuna aktarmaya çalışıyoruz. Öğrenmenin sınırı yok. Bu süreçte gerek online gerekse yüz yüze eğitimlere katılıyoruz. DORUK Gazetesi İmtiyaz Sahibi Fatma ÇAKIR’ın ardından sözü ele alan Kanal T Haftalık Ajanda Yapımcısı KOSİ:”Ahmet Bey, hemen size de sormak istiyorum, sizin Pandemi süreciniz nasıl geçiyor, siz de bizlere kendinizden biraz bahsedebilirseniz seviniriz.”Dedi. DORUK Gazetesi Kurucusu ARABACI:”Ehliyetimiz ve Liyakatimiz Yettiğince Kütahya’mızı Tanıtmaya Çalışacağız.” Ehliyetimiz ve liyakatimiz çerçevesinde Kütahya’yı tanıtmaya çalışacağız. Genelde bizim hareketli bir hayatımız vardı. Şöyle ki 12-13 Saat sürekli çalışmayla dolduramadığımız bir hayattan bahsediyorum. Adına COVİD denen Pandemi süreci dediğimiz dönemin aslında tam olarak ne olduğu belli de değil. Biyolojik savaş mı? Şuan da aşıyla halletmeye çalıştıkları bir mesele bu. DORUK Gazetesi Kurucusu ARABACI:“Kolay yaşamaya alışmıştık.” Bu durum aslında ülkemize hatta tüm dünyaya alışık olmadığımız bir hayat tarzı getirdi. Kolay yaşamaya alışmıştık. Pandemiyle yaşam şartlarımız zorlaştı. Aslında bu süreç her insana sorumluluklar yükledi. Bu çerçevede kendimi korumaktan ziyade başkalarına zarar verme hakkının bende olmadığını düşünerek azami dikkati göstermeye çalışıyoruz. ARABACI: “Geçmişi Gözden Geçirerek Kendimizi Yenilemeye Çalışıyoruz” Bu süreçte, bir takım etkinliklerimizi de yapamıyoruz. Bu açığı ise; gazete de daha fazla zaman harcayarak tamamlamaya çalışıyoruz.  Eğitim programlarına katılmaya çalışıyoruz. Seyahat etmeye de alışığız, lakin o imkânlarımız ortadan kalktı. Geçmişi gözden geçirerek kendimizi yenilemeye çalışıyoruz. Kendimden de kısaca bahsedeyim: Kütahyalıyım, esas mesleğim hiç yapamadığım makine yüksek teknikerliğidir. Seyitömer Termik Santralinde göreve başladım. 11 ay sonra kendimi Sendika Başkanı olarak buldum. Gerçekten, hiç bilmediğim bir konu üzerinde sorumluluk üstlendim. Allah’ta yardım etti başarılı oldum. 10 sene ordaydım, bilahare aynı sendikanın genel merkezinde, TESİŞ federasyonu genel sekreteri olarak görev aldım. Türk sendikacılığına önemli hizmetlerimiz oldu. Sendikacılığın sn dönemlerinde ise Ankara Çankaya Başkan yardımcılığı görevi yaptım bir dönem.  Ankara Belediyesi metropol belediye olduğunda, Büyük Çankaya Belediyesi Belediye Başkanı, aynı zamanda eski Kütahya Belediye Başkanı; Erdoğan YAVUZLAR beydi. Çok kıymetli, çok muhterem bir arkadaşımdır. Benim de arkadaşım olduğu için ısrarla benimle çalışmayı istedi ve Çankaya Belediyesinde Belediye Başkan Yardımcısı olarak görev yaptım. Emeklilik aşamasına geldim ve Kütahya’ya döndüm. Arkadaşlarımın teşvikiyle, yerel bir televizyon olan Destan Televizyonda Genel Yayın Yönetmeni olarak başladım. Program Yapımcısı olarak devam ettim. Sadece Destan TV olarak devam etmedi bu. Afyonda ki KANAL3 televizyonumuzda KON TV’de zaman zaman da TRT2 de yaklaşık 500’e yakın TV programım oldu. Fatma hanımla birlikte uzun bir süre televizyonda da birlikteydik. Son zamanlarda, TV programlarının izlenme oranları sıkıntılı hale geldi. Hele hele uyduya çıkmadan yayıncılık yapmanın imkânsız olduğu bir dönemde, Fatma Hanımla gazete çıkarmaya karar verdik. Bu arada tabi ben yaklaşık 15-16 senedir Kick Boks Federasyonunun Danışma Kurulu Üyesiyim. Aynı zamanda da Kick Boks Kütahya Bölge Temsilcisiyim. Bu etkinlikler hem gazetemiz için çok faydalı oluyor, hem de gazete için çok önemli.  Örneğin az önce Fatma hanımın söylediği Türkiye Şampiyonasında; Kütahya’mıza 81 ilden hatta Kıbrıs’tan 1500 katılımcı geldi. Bu sporcular; Kütahya’yı gördüler, tanıdılar, eğlendiler. Kütahya’nın kültürel ve turistik alanlarını gezdiler. Bu yerler hakkında bir takım bilgilere sahip oldular. Bu gibi faaliyetler gazetemizin çalışmaları doğrultusunda, bir taşla iki taş vurmak gibi oluyor. Ben aynı zamanda Kütahya Kent Konseyinin Yürütme Kurulu Üyesiyim Ve Konsey Başkan Vekiliyim. Orada da çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu süreci inşallah en verimli şekilde geçirebiliriz. Çünkü söylediğimiz gibi kısıtlamalar sıkıntıya düşürüyor bizi.”dedi. Sözü KOSİ’ye bıraktı. Kanal T Haftalık Ajanda Yapımcısı KOSİ: Fatih Bey, Kanal T İngiltere izleyicileri sizi daha önce yaptığımız ve çok beğenilerek, ilgiyle izlenen gastronomi programımızdan tanıyorlar ancak ben biliyorum ki sizin eğitim, kariyer ve kişisel gelişim hususlarında yelpazeniz çok güçlü. Bu noktalarda biraz kendinizden bahsederseniz sevinirim. Assistance Danışmanlık Kurucusu TURAN: Sayın, DORUK Gazetesi Kurucuları Ahmet ARABACI ve Fatma ÇAKIR’ın da katılımıyla, Kütahya şehrinin tanıtılması ve konuşulması hususu oldukça önem teşkil ediyor. Bu değerli bir konudur. TURAN:“Bu Dönemi Hijyen, Maske, Sosyal Mesafe Kurallarına Uyarak Geçirelim Lütfen.” İstanbul’da çok önemli 250.000 kişiyi temsil eden bir sivil toplum kuruluşu Başkanıyla saat 11 sularında randevum vardı. Çok yakın bir zamanda Başkan, yardımcısını COVİD nedeniyle kaybetti. Bu vahim olayda; ne yazık ki Başkan, yardımcısının bu salgına çok önem vermediğini, gerekli tedbirleri de almadığını getirmediğini ifade etti. İnsanlar ancak yakındakileri kaybedince durumun vahametini anlıyor. Bu dönemi hijyen, maske, sosyal mesafe kurallarına uyarak geçirelim lütfen. TURAN: “Pandemide Hibrit Çalışıyoruz; Mektup da Yazıyoruz, Online Programlar da Yapıyoruz.” Bugün ki görüşmemde pandeminin içinde gerçekleşen, çok ironik ve çok geleneksel bir şeyi de hatırlatmış oldum.  Toplantım biterken Sayın Bakana el yazısı ile yazılmış bir mektup da yapılacaklara ve yapılan çalışmalara dair bir metin sundum. Bu eski bir devlet geleneğidir. Yetkili bir kişinin yanına gidildiği vakit ona mektup yazılırdı. Görüşme anında bazı şeyleri ifade etmek zor olabilir. O an için mantıklı olmayabilir. Dolayısıyla, kendisine mektubu tevdi etmem hoş karşılandı. Pandemide hibrit çalışıyoruz; mektup da yazıyoruz online programlar da yapıyoruz. Pandemi bize hibrit olmayı da öğretti. Hala daha öğretmeye devam ediyor. Alçak gönüllü olmak zorunda kaldık. Assistance Danışmanlık Kurucusu TURAN: “Artık Müşteri Tabanlı Herkesi İlgilendiren Bir Dünyadayız” Artık müşteri tabanlı herkesi ilgilendiren bir dünyadayız. Müşterilerimiz yakın çevremiz paydaşlarımız ailemiz mahallemiz esnafımız çok iyiyse biz de iyiyiz. Diğer türlü herkes kaotik dünyaya merhaba demek zorunda kalıyor. Pandemi sürecim benim öğrenme noktasında gidiyor. Assistance Danışmanlık İzmir’de, 2018 yılında kuruldu. İstanbul ve İzmir tabanlı gidiyoruz. Biz eğitim ve kurumsal Proje Danışmanlığı yapıyoruz. Yani sorumlu bir grup varsa sorumludan kasıt şudur; Belediyeler STK’lar, İlgili Paydaşlar; belirli alanlarda sorun hissediyorsa, iyileştirmeye yönelik tüm çalışmalarda biz varız. Bir nevi projelendirme çalışmalarının tüm süreçlerini, tüm bu çalışmaların içerisinde olmak zorunda kalıyoruz. Benim kendi alan deneyimim; 5 Sene boyunca Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Koordinatörü olarak çalıştım. GAP Bölgesinde Üniversite, STK, Valilik, Belediye, Esnaf Odaları, Ticaret Odaları, Tekno Parklar, ARGE Merkezleri, Özel İdareler; tüm bu kuruluşlarla 5 yıl boyunca proje yönetim süreçlerim oldu. Ardından Brüksel’e gittim. TÜSİAT’da Avrupa Birliği delegasyonu Brüksel Parlamento Binası’nın hemen yanındaki binada misafir araştırmacı olarak çalışma deneyimim oldu. İzmir’de Subaylık deneyimim oldu. Şimdi 2 aydır özellikle eğitim ve gelişim kat etme noktasında programlar veriyoruz. Eğitimlerimiz çok çeşitlidir. Kanal T Haftalık Ajanda Yapımcısı KOSİ: Fatma Hanım, DORUK Gazetesi imtiyaz sahibi olarak sormak isterim, gazetenin genel yayın anlayışı, içeriği ve Kütahya’nın tanıtımı için gerçekleştirdiği etkinlikler ve hizmetler nelerdir? DORUK Gazetesi İmtiyaz Sahibi ÇAKIR: “Gazetemiz, Tamamıyla Tarafsız, İlkeli, Cesur, Kimseden Korkmadan, Herkese Eşit Mesafede Bir Yayın Anlayışını Kendisine İlke Edinmiştir” Gazetemiz, yerel bir gazete olarak ilimizin sorunlarını tespit etmek ve bunları ilgili yerlere aktararak, çözümüne katkıda bulunmak gibi bir görev üstlenmiştir. Bunu gerçekleştirirken de tamamıyla; tarafsız, ilkeli, cesur, kimseden korkmadan, herkese eşit mesafede bir yayın anlayışını kendisine ilke edinmiştir. Yanı sıra ilimizdeki değerlerin ortaya çıkması gerek sanat, gerek sosyal, kültürel ve gerekse spor alanında ki, gelişmeleri desteklemek ve haberleştirmek de yayın anlayışımız içerisindedir. Dolayısıyla, bu konudaki çalışmalarımız bizi yerel konumdan çıkartıp ulusal alanda da tanınan bir gazete haline getirmektedir. Öncelikle; sporun da içinde olduğumuzu belirtmiştik. Her yıl en az 2 organizasyonu DORUK Gazetesi olarak gerçekleştirerek, her organizasyonda çeşitli illerden 500 ila 1000 katılımcının gelmesini sağlayarak bir farkındalık yaratıyoruz. Yılın Basın Ödülü, Ankara'da Bürokratların da Katıldığı Bir Törenle DORUK GAZETESİ' ne Verilmiştir  Ayrıca, sosyal aktivite gösteren kurum ve kuruluşlarda bizzat yer alarak, çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu çerçevede bu sene Ankara'daki İdareci ve Bürokratlar Birliği Derneği'nin düzenlemiş olduğu Biz Birlikte Güçlüyüz projesi kapsamındaki vefa ödülleri değerlendirmesinde Yılın Basın Ödülü, Ankara'da bürokratların da katıldığı bir törenle DORUK GAZETESİ' ne verilmiştir.  Keza, milletvekili adayı olduğumda ülkemizden ve yurt dışında muhtelif yerlerden, hatta Güney Afrika'dan bile; beni arayarak başarı dileklerinde bulunanlardan anlaşılıyor ki gazetemiz önemli bir farkındalık sağlamıştır. 7 Yıllık bir gazeteyiz öncesinde televizyonculuk deneyimlerimiz de var. Ahmet Bey’in özellikle. Ben daha çok hobi olarak yapıyordum. En son etkinliğimiz pandemiden 10 gün önce ucu ucuna yakaladığımız bir süreçte gerçekleşti. Türkiye Kick Boks Federasyon’u aracılığıyla depremden dolayı Malatya’da gerçekleştirilemedi. Kütahya da Türkiye Şampiyonasını Ahmet ARABACI ile Kütahya’yı da tanıtarak herkesin memnun ayrılmasını sağlayarak gerçekleştirdik. ”dedi. Kanal T Haftalık Ajanda Yapımcısı KOSİ: “ Kütahya, UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağında Zanaat Ve Halk Sanatları Alanında Türkiye'den Kabul Edilen İlk Şehir” Ahmet Bey, hemen size bu noktada dönmek istiyorum: Kütahya Porselen sanayisinde bir dünya markası, keza geleneksel çinicilikte de aynı şekilde. Ayrıca UNESCO Yaratıcı Şehirler ağında zanaat ve halk sanatları alanında Türkiye'den kabul edilen ilk şehir olma özelliğini taşıyor. Çini Müzesi, Kütahya Arkeoloji Müzesi, Macar Evi Müzesi ve Dumlupınar Müzesi ile de zengin tarihini keşfedebileceğimiz donanımlara sahip. Ve elbette bunlardan çok daha fazlası var. Kütahya’nın tarihçesinden başlarsak neler söylemek istersiniz? Doruk Gazetesi Kurucusu ARABACI: “Kuruluşun ve Kurtuluşun Başkentidir Kütahya” Kuruluşun ve kurtuluşun başkentidir Kütahya. Üzerinde 7 medeniyetin yaşandığı, Hititlerden tutun Frigyalılara kadar. Heredot’un dünyanın en eski kavmi olarak nitelendirdiği Frigler, kentte rastlanan ilk topluluktur. Ama bir kaç defa Bizans’tan alınıp, tekrar işgal edildikten sonra en son Selçuklu komutanı tarafından, fetih edilmiştir. Osmanlının kuruluşu aşamasında Domaniç ve Söğüt Yaylası’nda Süleyman Şah’ın eşi Devlet Hatun’un doğduğu ve yaşadığı bir şehirdir. DORUK Gazetesi Kurucusu ARABACI: “Kütahya, İmkansızlıklar İçinde Kazanılan, Zaferin Toprağıdır” Dumlupınar’da 137 Bin şehidin; o topraklarda yattığı bölgede, Kütahya; her türlü imkânsızlıklara rağmen verilen büyük mücadelenin Yunan’ı İzmir’e döktüğümüz mücadeleyi başlatan ve yaşatan, zaferin toprağıdır. İlla ki oraların gezilip görülmesi lazım. O Şehitlikte bir babanın kucağında oğlunun yaralı haldeki heykeli var. Hikâyesi de şöyledir:  Oğlu 2 yaşındayken askere giden baba, askerlik sürecince Dumlupınar’a geldiğinde 18 yaşına gelmiş olan oğlunu Dumlupınar Meydan Muharebesi’nde cephede görür. Aynı yerde savaşa girerler ve yaralanan oğlunu oracık da bulur. Ve maalesef ki oğlu kollarında can verip, şehit düşer. Kütahya böyle bir yer işte. DORUK Gazetesi Kurucusu ARABACI : “Derya İçinde Yüzer Deryayı Bilmez” Söylediğimiz gibi Kütahya; porselende de bir dünya markası olmuştur. Dünya markası olan Kütahya Porselen, NG, Güral Porselen ve Keramika’mız var. Keramika sonradan yarışa dâhil olmasına rağmen; sektöre ayak uydurabilen, dünyada ki en iyi ürünlerini üreten, yeni bir şeyler sunabilen, teknolojiye ayak uydurabilen kuruluş haline geldi. Keza Kütahya için söylenecek onlara şey var. Kütahya bir termal şehridir, lakin hani bir laf vardır: Derya içinde yüzer, Deryayı bilmez. DORUK Gazetesi Kurucusu ARABACI:“ Tesisleşme ve Tanıtım Bakımından Çok Ciddi Eksiklerimiz Mevcut” Maalesef çoğu kaynaklarımız atıl. Tesisleşme ve tanıtım bakımından çok ciddi eksiklerimiz mevcut. Kütahya bakir bir alan. İnşallah, ilerleyen süreçte Fatih hocamızdan da bu konuda yardım alarak, beraber gerçekleştireceğimiz projelerle Kütahya ya bu manada katkıda bulanacağız. Çünkü çok Potansiyeli olan bir alan. Dünyada Bor rezervinin Türkiye’de 63 ü Kütahya da. Dolayısıyla bunların çok daha iyi değerlendirilebilmeleri için hocamızın da katkısıyla ileriye dönük önemli çalışmalar yapacağız. Kanal T Haftalık Ajanda Yapımcısı KOSİ:        Fatih Bey, Kütahya, tarihiyle, el sanatlarıyla, yeraltı ve yer üstü zenginlikleriyle oldukça verimli bir şehrimiz. Bu bağlamda Kütahya’daki projelerin gelişmesi açısından nasıl stratejiler uygulanabilir ve hâlihazırda mevcut Kütahya projelerinin anlaşılması, aktarılması hususunda kamuoyunda bir algı oluşturulabildi mi yoksa bunun için neler yapmak gerekir? Assistance Danışmanlık Kurucusu TURAN: “Kız Çok Güzel Ama Evde Oturuyor.” Kütahya’da bir program yaptık ve orada proje eğitimi verdik, paydaşlarla çalıştık. DPÜ Rektörü Kazım UYSAL ile bir toplantı yaptık. Toplantı sırasında Kütahya için şöyle bir benzetme yaptım. Kız çok güzel ama evde oturuyor. Bu kızın dışarı çıkması lazım. Bu alegoriden yola çıkarak şunları söylemek isterim: Kütahya lojistik anlamda Ankara’ya, İstanbul’a, İzmir’e yakın bir ilimiz. Bulunduğu periferi kritik bir periferi. Türkiye’nin en iyi yerlerinden birine sahip lojistik anlamda. Mutluluk endeksinde ise Türkiye’de ilk sıralarda yer alan bir şehir. Mutluluk endeksi iyi, lojistiği çok iyi, insan kaynağı yapısı iyi. Assistance Danışmanlık Kurucusu TURAN: Dünya’da Tarihi Değiştiren Tüm Adamlar Yabancı Olmuştur” Projeler konusunda ise şunu gördüm. Kuruluşlar arasında iletişim, tam olarak ne olduğunu anlatabilme, kurumlara nasıl ortak bir dil yaratılabilir? Kurumlarla ilgili bir işbirliği, güç birliği bir konsensüs, Kütahya adı altında bir çalışma silsilesine ihtiyaç var. Bu da yabancılarla olur. Pazarlama ve İşletme Yüksek Lisansım var. Aynı zamanda Sanat Tarihi okuyorum. Sanat Tarihi’nden öğrendiğim şeyler var: Dünya’da tarihi değiştiren tüm adamlar yabancı olmuştur. İstanbul’da yaşayan bir adam İstanbul’u değiştiremez. Dışarıdan biri gelmesi lazım. Örneğin; Cumhurbaşkanımız Rize’den gelmiştir.Kütahya’da eğer değişim olacaksa bizim gibi profesyonel dışarıdan bakan bir gözün, Kütahya’ya bir katkısı olması lazım. Kayserili Mimar Sinan’ın İstanbul’da yaptıklarına gelin bir bakın. Kütahya’da dışarıdan gelen bir ekibe ihtiyaç var. Çok kadim bir bilgi vardır. İnsanlar yabancıdan etkilenir. Yani kaynaşma ve tecessüs, bilimsel merak ve değişim için dışarıdan dokunmak gerekli. Geliştirilen projeler var, Zafer Kalkınma ajansıyla biz orada birkaç program yaptık. Assistance Danışmanlık Kurucusu TURAN:” Biz Paydaş Olarak Kurumlara Desteğe Açığız.” Şehrin ortak iletişim stratejine, şehrin özellikle turizm stratejisine, Turizm Master çalışacak ekibe ve bunu da ilgili paydaşlara, bir aidiyet bağı olmadan doğrusuyla yanlışıyla söyleyecek profesyonel bir ekibe ihtiyaç var. Biz paydaş olarak kurumlara desteğe açığız. Assistance Danışmanlık Kurucusu TURAN:”Küçük Bir Etki Domino Etkisi Yaratabilir” Kütahya denince Ulu Camii’nden tutun da Frig Vadisine kadar geniş bir alan. Jeotermal kaynaklardan tutun, Kütahya’daki tarihsel dokunun mesela bir Macarevi’nin hikâyesini, dünyaya satmak lazım. Dostlar çarşıda görsün ve yakın çevrede duyursun mantığı var. Bir proje yapıldıysa bu proje sadece kısıtlı alanda, Kütahya sınırları içinde tanıtılıyor. Küçük bir etki domino etkisi yaratabilir. Bunu göz önünde tutmamız lazım. Proje çalışmalarında da insanı dokunuşlara ihtiyacımız var. İnsani losyonlardan yola çıkarak çalışmalar yapmalıyız. Kanal T Haftalık Ajanda Yapımcısı KOSİ: Fatma Hanım, Kütahya aynı zamanda bir maden şehri olarak yeraltı ve yer üstü zenginlikleriyle de dikkatleri çekiyor. Örneğin Dünyada ve Türkiye'de büyük öneme sahip olduğu bilinen bor madeni, Emet ve Hisarcık ilçelerinde bolca bulunuyor. Neler söylemek istersiniz? DORUK Gazetesi İmtiyaz Sahibi Fatma ÇAKIR:  “Dünya'da Asrın Yakıtı Olarak Düşünülen Bor Madeninin Yüzde 70'i Ülkemizde” Dışarıdan bir göz elbette ki önemli. İçerisindeyken olayın ne tür zenginliklere sahip olduğumuzu anlayamayabiliyoruz. Sizin de ifade ettiğiniz gibi, Kütahya aynı zamanda çeşitli madenlerin bulunduğu bir ilimizdir. Kütahya'da 38 çeşit kullanılabilir maden yatakları vardır. Sizin de belirttiğiniz gibi, Dünya'da asrın yakıtı olarak düşünülen Bor Madeninin yüzde 70'i ülkemizde, ülkemizdekinin yüzde 63'ü de ilimizin ilçeleri olan, Emet ve Hisarcıkta bulunmaktadır. Emet'teki Eti Bor Tesislerinde maden; ham madde olarak çıkarılmakta, ancak halen mamul madde haline getirecek bir tesis ilimizde kurulmamıştır. Bu Kütahya için büyük eksikliktir. Civar illerde bazı tesisler olsa da, bunlar asla fizibıl değil; tamamen politiktir. Örneğin, en son bor atıklarından üretilen Lityum'u üreten tesislerin Eskişehir'de yapılması; atıkların Eskişehir'e sevk edilmesi ve nakliye ücretleri de maliyete yansıdığı için fizibıl değildir. Nitekim bor karbür tesisleri de Balıkesir de yapılarak, aynı yüksek maliyete sebep olacak şekilde değerlendirilmiştir. DORUK Gazetesi İmtiyaz Sahibi Fatma ÇAKIR:“İlimizde Çok Önemli Miktarda Kömür Rezervi Vardır” İlimizde çok önemli miktarda kömür rezervi vardır, ülkemizdeki genel kömür rezervinin yüzde 11,5'u Tavşanlı, Tunç bilek, Seyitömer ve Gediz maden ocaklarında bulunmaktadır. Maalesef son zamanlarda bu işletmeler de yeterli üretim yapılmamakta, kömür sadece termik santrallerde enerji üretimi amaçlı kullanılmaktadır. Eti Gümüş maden ocaklarında gümüş üretimi yapılmakta, yine Kütahya KÜMAŞ Tesislerinde magnezit üretimi yapılmaktadır.  Fatma ÇAKIR:“Termal Turizm İçin Çok Uygun Termal Kaynakları Olmasına Rağmen Tesis Bakımından Yeterli Değildir” Kütahya aynı zamanda termal bölgesidir, termal turizm için çok uygun termal kaynakları olmasına rağmen tesis bakımından yeterli değildir. Bir an önce tesislerin yapılması ve tanıtımı gerçekleştiği halde, Kütahya gerçek termal sağlık turizm merkezi kimliğine kavuşacaktır. ÇAKIR:” Simav Jeotermal Kaynaklarla Isınıyor” Simav'da da 100 santigrat derecenin üzerinde bulunan termal kaynaklar seracılığın bölgede ciddi biçimde gelişmesini sağlamakla birlikte, aynı zamanda jeotermal enerji haline dönüştürülmektedir. Simav ilçemiz tamamıyla bu jeotermal imkânlardan ısınmayı sağlamaktadır.” Kanal T Haftalık Ajanda Yapımcısı KOSİ: Ahmet Bey siz yer altı yerüstü kaynaklarıyla ilgili ne söylemek istersiniz? DORUK Gazetesi Kurucusu ARABACI: “Bu Madeni Mamul Haline Çevireceksiniz”  Kütahya’da 38 çeşit kullanabilir maden var. Türkiye gazlar ve bazlar bakımından dünya da 5.konumda, madenler bakımından da 7. ülkedir. Türkiye’de ki Madenler ise kömür ağırlıklıdır. Kömür madeninin ise yüzde11,5’i Kütahya’da rezerv olarak bulunmaktadır, lakin tam anlamıyla işletemiyoruz. Keza Kütahya’mızda ki gümüş tesisleri daha aktivize edilebilir durumdadır. Dolayısıyla madeni, ham madde halinde çıkartıp, bir yere göndermek iş değildir. Bu madeni mamul haline çevireceksiniz. ARABACI: “İmalata Dönük İşlem Yapmak Lazım” Boru çıkarıyorsunuz; ham madde olarak dışarıya gönderip, mamul madde olarak gönderdiğiniz ham maddeyi, dışarıdan 10 katı fiyatla geri alıyorsunuz. Yani; imalata dönük işletme yapmak lazım. Bu konuda da illaki ileriye dönük projeler uygulanabilirliği de var. Az önce Fatih hocamız net ifadelerle neler yapılması gerektiğini belirtti. Bu sorunları, ataleti gidermek için, samimi çalışmalara ihtiyacımız var. Paydaşları yerinde, doğru tespit etmek gerekli. Paydaş olabilecek; KOSGEB gibi, ZEKA gibi Organize Sanayi Bölgeleri, Çiniciler Odası gibi, paydaşlarımızı belirlemekteyiz, çalışmalarımızı başlattık. Söylediğim gibi Çinicilik diyince dünyada akla ilk Kütahya gelmektedir. Çok değerli arkadaşım olan Rahmetli Sıtkı OLÇAR ise Çinimizi dünyaya tanıtıp, UNESCO Yaşayan İnsan Hazineleri’nde yer almıştır. Yine Mehmet GÜRSOY kıymetli arkadaşım; onlarda oralarda Kütahya’yı en iyi şekilde tanıtıyorlar.   Dünyada İlk toplu sözleşme Kütahya’da fincancılar ve çalışanları arasında yapılmıştır. Dolayısıyla bu Çiniciliğin Kütahya için ne kadar önemli olduğunu gösteren de bir durumdur. Dolayısıyla bu durum, çinicilik mesleğinin, Kütahya için patentli olduğunun göstergesidir. Kanal T Haftalık Ajanda Yapımcısı KOSİ:  Ahmet bey yapılması gereken şunlar diyebiliyoruz ama siz bunların hayata geçmesini ne sürede görüyorsunuz yani önümüzde ki birkaç yıl sürecinde hem yer altı hem yer üstü kaynaklarıyla ilgili projeler hayata geçebilir mi? DORUK Gazetesi Kurucusu ARABACI: “Biz Müteşebbis Olmayı Beceremiyoruz” Az öncede söylediğim gibi bu çalışmaların hepsine proje olarak bakıyorum ben siyasi, teknik bilimsel projelendirip harekete geçilmek sermayesini paydaşlarını bulmayı da o manada görüyorum. Elbette Kütahya siyaseten müflis dolayısıyla önce bu durumu aşması gerekiyor. Biz müteşebbis olmayı beceremiyoruz. Eğer müteşebbis olmayı becerirsek, fikirler edinirsek Kütahya bölgenin cazibe merkezi olabilecek her şeye sahip. ARABACI: ''Devir Onların İse Memleket Bizim, Yılmak Yok Çalışmak Var Azizim!' Coğrafi olarak İstanbul’a, Ankara’ya, İzmir’e Antalya’ya yakın ve merkezi bir bölge. Tarihi geçmişi olan, keşfedilmeyi bekleyen bir şehrimiz. Biz birlikte hareket etmeyi becerirsek ki ben bu konuda liyakatim ölçüsünde gayemiz için elimizden geleni yapacağımıza; ben Doruk Gazetesi adına söz veriyorum. Fatma Hanım ile birlikte bu unsurları en iyi şekilde değerlendireceğiz. Gerekirse siyasetse siyaset. Ben Fatma Hanım’ı ileride etkin bir biçimde siyasette de görmek istiyorum. Mücadele etmek bizim vazgeçemeyeceğimiz bir şey. ''Devir onların ise memleket bizim, yılmak yok çalışmak var azizim'' diyoruz ve çalışmalarımıza devam ediyoruz. Kanal T Haftalık Ajanda Yapımcısı KOSİ: Ahmet Bey, Kütahyalı seyyah Evliya Çelebi’nin de Seyahatname’ sinde bahsettiği ve halk arasında Hisar olarak bilinen, Türkiye’nin de üçüncü büyük kalesi olan Kütahya Kalesi var. Hem kale hakkında hem de varsa diğer tarihi turistik yerler hakkında bilgi verirseniz sevinirim. Doruk Gazetesi Kurucusu ARABACI: “Şehrin İlk Kurulduğu Yer, Hisar Kalesi’dir” Macar Kralı Lajos KOSSUTH’un sürgün olarak yaşadığı Kütahya’daki evi müze haline dönüştürülmüştür şuan da. Güral Porselen’in Yönetim Kurulu Başkanı ve Sahibi Sayın İsmet GÜRAL; Macar fahri konsolosudur. Her sene Macaristan’dan ilimize geliyorlar. Ve bizim şehrimizden de o topraklara gidenler oluyor. Bu durum tabii ki ticaret manasında da ifade buluyorlar. Kalemize gelecek olursak; Şehrin ilk kurulduğu yer, Hisar Kalesi’dir. İnşası, 1233 yıllarında; Selçukluların eline geçmesi ve Kütahya Kalesi’ne ilaveler yapılması, şeklinde vücut bulmuştur. ARABACI:“60 Yaşında İdi Bıyıkları Henüz Terlemişti Yerden Aldığı Kaya Parçalarını Surların Üzerine Koyardı” Tarih boyunca birçok önemli medeniyete kucak açmış Kütahya’da Geçmişin bugünün ve geleceğin en heybetli şahididir. Kütahya Kalesi’nin, çok ilginç anıları ve söylenen efsaneleri vardır. Zamanımız yetmez bunları anlatmaya. O insanların, aynı zamanda eskiden çok uzun seneler yaşadığı, uzun boylu güçlü olduğu, başlarken derki: 60 Yaşında idü, bıyıkları henüz terlemiş idü. Yerden aldığı kaya parçalarını surların üzerine koyardı '' gibi, o kalenin yapılışından rivayet edilir Aynı zamanda; Türkiye’nin 3. büyük Kalesi, Hisar Kalesidir. Son zamanlarda Hisar Kalesi’nde ciddi bir yenileme da yapıldı. Orada 1960’lı yıllarda yapılmış bir döner Gazinomuz var; Bu gazino, uçak tekerlekleri üzerinde 1 saatte 360derece dönen ve restoran hizmeti veren önemli bir turistik yerimizdir. Kanal T Haftalık Ajanda Yapımcısı KOSİ:        Fatih Bey, sizin de bildiğiniz üzere Kütahya’daki Dumlupınar Üniversitesi, şehrin sosyo-ekonomik gelişimi açısından büyük önem taşıyor. Hem öğrenci potansiyeli hem personel açısından harcama ve istihdama yönelik güçlü etkileri var diyebilir miyiz? Yine bu noktada daha rekabetçi bir ekonomik yapı oluşturmak, yaşam kalitesini artırmak-bölge içi gelişmişlik farklarını azaltmak ve dengeli mekânsal organizasyonlar oluşturmak da şehrin gelişimi açısından önemli projeler sayılabilir mi? Assistance Danışmanlık Kurucusu Fatih TURAN: Dünyada Moğolistan diye bir ülke var. Oraya gittiğinizde size bir Dünya haritası açarlar. Tüm ülkeleri göstererek size “ Zamanında tüm topraklar bizimdi. Biz tarihimizde bu ülkeleri kuran toplumuz.”der. Tarihsel değerler, tarihsel gelişimler sizi gündelik gerçeklere götüremeyebilir. İlk Borsa, gibi değerlerin Amerikanvari stratejilere ihtiyacı var. Pazarlama ve tanıtım, turizm stratejileri önemli. Çok hızlı bir değişim ve dönüşüm içindeyiz. Kütahya’da 2 Üniversite var. Üniversite’nin hem bulunduğu çevre hem bölümleri hem fakülteleri etkileme açısından değerli bir dağılımda. Hepimiz bir değeriz bu değerin ortaya çıkması için de bir şehrin dönüşümünün bir model olarak ortaya çıkması gerekiyor. O şehir neden Kütahya olmasın? Kanal T Haftalık Ajanda Yapımcısı KOSİ Kütahya özelinde Türkiye geneline etki edecek dokunuşlar olabilir mi? DORUK Gazetesi İmtiyaz Sahibi Fatma ÇAKIR: “Bunları Yapmadan Kütahya’dan Gitmeyin” Korunan tarihi dokusu, doğal zenginlikleri ve yaşayan folklorik değerleriyle Kütahya’mız önemli bir şehrimizdir.12 İlçemiz vardır. Kütahya’mıza gelenlerin Amazonlar Lahdi’ni görmeden, Antik Köprülerimizi görmeden, Sütunlu Cadde’yi, tarihte ki ilk Ticaret Borsası olan Borsa Binası’nı, Frig Vadilerini, Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Bey’in ninesi Haymana Türbesi’ni görmeden, Mevleviliğin önemli merkezi olan Dönenler Camii’ni görmeden, Zeus Tapınağı’nı, Ulu Camii, Çinili Camii, Müzeleri, Türbeleri, Hisar Kalesi’ni, Domaniç Sarıkız’ı, Macar Evi’ni ve sayamadığımız; birçok tarihi mirasımızı görmeden, Termal kaplıcalarımızda şifa bulmadan gitmemelerini isterim. Leblebi, Kestane Kütahya'nın Has Ürünleridir Tavşanlı leblebi’sini yemelerini ki; leblebinin başkenti Çorum gibi gözükse de, leblebinin hammaddesi nohut Tavşanlı’dan Çorum’a gitmektedir. Sahip çıkamadığımız gibi Çorum çok güzel pazarlamıştır. Leblebi yemelerini, Simav el halısını görmelerini, kestane ki; Bursa’ya da kestane bizden gitmektedir. Pazarlar Kirazımızı, Şaphane vişnemizi, Gediz Tarhanamızı, yemeden, Domaniç'te geleneksel yağlı güreşlerimizi izlemeden, Başkomutan Meydan Savaşının yapılıp kazanıldığı gerçek mekân olan Zafertepe Çalköy’de; Zafer Anıtını görmeden, Şehit Sancaktar (Meçhul Asker) Anıtı’nı, Yüzbaşı Şekip Efendi Anıtı’nı görmeden gitmeyin. DORUK Gazetesi Kurucusu Ahmet ARABACI: “Cennet Kütahya’nın Ya Üstündedir Ya Altındadır” Söylemek istediklerimizin belki de 10'da 1' inden bile bahsedemedik, çünkü bu konuda Kütahya çok zengin.  Mesela Ergun Çelebi türbesinden bahsedemedik, Mevlana Mevlevihane’den bahsedemedik. Mevlana’nın oğlu Sultan Veled Kütahya’da uzun süre ikamet etmiştir, hatta demiştir ki :”Cennet Kütahya nın ya Üstündedir ya Altındadır'' İfadesini kullanmış ve Kütahya da yaşamanın çok güzel olduğunu İfade etmiştir. Sizlerle Program yapmakta çok güzeldi. - DORUK Nida  
Merkezi Kıbrıs'ta olan ve Londra'dan da yayın yapan Kanal T London'da Emel KOSİ ile Haftalık Ajanda programının konukları Kütahya DORUK Gazetesi Kurucusu Ahmet ARABACI ile İmtiyaz Sahibi Fatma ÇAKIR ile Assistance Danışmanlık Kurucusu M. Fatih TURAN, yeraltı zenginliklerinden, tarihi, turistik, gastronomi zenginliklerine kadar yedi medeniyetin yaşadığı Kütahya'nın değerlerini Kanal T izleyicileriyle paylaştılar.

Merkezi Kıbrıs'ta olan ve Londra'dan da yayın yapan Kanal T London'da Emel KOSİ ile Haftalık Ajanda programının konukları Kütahya DORUK Gazetesi Kurucusu Ahmet ARABACI ile İmtiyaz Sahibi Fatma ÇAKIR ile Assistance Danışmanlık Kurucusu M. Fatih TURAN, yeraltı zenginliklerinden, tarihi, turistik, gastronomi zenginliklerine kadar yedi medeniyetin yaşadığı Kütahya'nın değerlerini Kanal T izleyicileriyle paylaştılar.

Kanal T Haftalık Ajanda Yapımcısı KOSİ:“Kütahya’mızı her yönüyle ele alacağız”

Programın açılışını yapan Kanal T sunucusu KOSİ sözlerine: “Korunan tarihi dokusu, el sanatları ve manevi zenginlikleriyle ünlenmiş, zengin kaynaklarının yanı sıra termal kaynaklarıyla görülmeye değer çok özel şehirlerimizden biri olan Kütahya’mızı her yönüyle ele alacağız. ”dedi.

Sözlerine; “Fatma Hanım, ana başlıklarımıza geçmeden önce her konuğuma sorduğum gibi size de sormak istiyorum; tüm dünya gibi Türkiye de bir Pandemi sürecinden geçiriyor. Gerek bireysel gerek toplumsal pek çok alışkanlığı geride bırakarak yenilerini edindik. Sizin Pandemi süreciniz nasıl geçiyor, hayatınızda neler değişti, siz nasıl atlatıyorsunuz bu süreci? Biraz da sizi tanıyabilirsek seviniriz.”diyerek devam etti.

DORUK Gazetesi İmtiyaz Sahibi Fatma ÇAKIR:"Kendimi tanıtacak olursam;  Kütahyalıyım, 2 üniversite (Anadolu Üni. İşletme Fak. ve DPÜ Bilgisayar Programcılığı bölümünden Bölüm Birincisi olarak Onur Belgesi ile) mezunum. 2005 yılında HÜROK Mermer'de önce İnsan Kaynakları Uzmanı, Satın-alma ve Muhasebe görevlerinde bulunduktan sonra, İhracat'ta görevine devam ederek hem firmanın Amerika'daki deposuna tüm Türkiye'den sevkiyatları organize edip ihracat yapmış olup, hem de yurt dışındaki diğer firmalara ihracatın tüm kademelerini gerçekleştirdim.

Kütahya Ticaret ve Sanayi Odasında tahsilât memuru olarak görev yapmış olup, Halk Eğitim Merkezinde Bilgisayar, On Parmak kursları verdim. Sürücü Kursunda ve Yabancı Dil Kursunda Müdürlük ve Trafik Çevre Öğretmenliği görevlerini de yürütmüş bulunuyorum.

Aynı zaman da Kütahya Belediyesi Kent Konseyi Spor Komisyonu Başkan Yardımcısı olup, Türkiye Kick Boks Federasyonunda Milli Hakem ve Antrenör olarak görev yapıp, Kick Boks Kütahya İl Temsilci Yardımcısıyım. İlimizin farklı ilçelerinde Kick Boks organizasyonlarını İl Temsilcimiz Ahmet ARABACI ile birlikte yaparak, şehrin tanıtımına katkı sağlamaktayız.

2018 yılındaki Milletvekilliği seçimlerinden aday adayı oldum, ciddi ve etkin bir seçim süreci yaşadım, yerel televizyonlarda çeşitli programlara katıldım ve 2014 yılında Ahmet ARABACI ile birlikte DORUK Gazetesini çıkarmaya başladım. Ve şuan da halen imtiyaz sahibi olarak tarafsız, ilkeli yayın hayatına devam etmekteyim.  Kütahya Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı görevini de sürdürmekteyim.

 

DORUK Gazetesi İmtiyaz Sahibi ÇAKIR:” Bu Sıkıntılı Süreç Benimle Birlikte 50 Sporcumun da Hayatında Ciddi Sosyal Eksiklik Olarak Yer Aldı.”

Herkes gibi bizim de Pandemi sürecimiz bugüne kadar ki alışmış olduğumuz hayattan çok farklı, çok değişik bir şekil aldı. Son zamanlarda, yeniden normal adı altında sürüyor gibi görsek de, maalesef her gün biraz daha geleceğe dönük sıkıntıların yaşanacağı gerçeği ile karşı karşıyayız.

Örneğin, bizim hayatımızda çok büyük değişikliklere sebep oldu. Gazeteciliğin yanı sıra Kick Boks Antrenörlüğü ve Kick Boks Hakemliği yapmaktaydım; şuan da bütün müsabakalar ve antrenmanlar iptal edildiği için, bu etkinliklerimizi sürdürmemiz mümkün değil. Keza, bu sıkıntılı süreç benimle birlikte 50 sporcumun da hayatında ciddi sosyal eksiklik olarak yer aldı.

ÇAKIR:”Sürecin Ne Kadar Titizlikle Dikkat Edilmesi Gereken Bir Hale Geldiğini Kamuoyuna Aktarmaya Çalışıyoruz.”

Hem gazeteci olarak hem de spor adına yapmış olduğumuz seyahatler maalesef ortadan kalktı. Kısıtlamalar ve sosyal etkinliklerin kaldırılması tatsız, tuzsuz yeni bir süreç yaşamamıza sebep oluyor. Tabi ki aynı zamanda her an bir sağlık tehlikesi ile karşılaşabileceğimiz endişesiyle yaşıyoruz. Bu süreçte öncelikle kendimiz kurallara uyarak ve azami dikkat ederek örnek olmaya çalışırken, sürecin ne kadar titizlikle dikkat edilmesi gereken bir hale geldiğini kamuoyuna aktarmaya çalışıyoruz. Öğrenmenin sınırı yok. Bu süreçte gerek online gerekse yüz yüze eğitimlere katılıyoruz.

DORUK Gazetesi İmtiyaz Sahibi Fatma ÇAKIR’ın ardından sözü ele alan Kanal T Haftalık Ajanda Yapımcısı KOSİ:”Ahmet Bey, hemen size de sormak istiyorum, sizin Pandemi süreciniz nasıl geçiyor, siz de bizlere kendinizden biraz bahsedebilirseniz seviniriz.”Dedi.

DORUK Gazetesi Kurucusu ARABACI:”Ehliyetimiz ve Liyakatimiz Yettiğince Kütahya’mızı Tanıtmaya Çalışacağız.”

Ehliyetimiz ve liyakatimiz çerçevesinde Kütahya’yı tanıtmaya çalışacağız. Genelde bizim hareketli bir hayatımız vardı. Şöyle ki 12-13 Saat sürekli çalışmayla dolduramadığımız bir hayattan bahsediyorum. Adına COVİD denen Pandemi süreci dediğimiz dönemin aslında tam olarak ne olduğu belli de değil. Biyolojik savaş mı? Şuan da aşıyla halletmeye çalıştıkları bir mesele bu.

DORUK Gazetesi Kurucusu ARABACI:“Kolay yaşamaya alışmıştık.”

Bu durum aslında ülkemize hatta tüm dünyaya alışık olmadığımız bir hayat tarzı getirdi. Kolay yaşamaya alışmıştık. Pandemiyle yaşam şartlarımız zorlaştı. Aslında bu süreç her insana sorumluluklar yükledi. Bu çerçevede kendimi korumaktan ziyade başkalarına zarar verme hakkının bende olmadığını düşünerek azami dikkati göstermeye çalışıyoruz.

ARABACI: “Geçmişi Gözden Geçirerek Kendimizi Yenilemeye Çalışıyoruz”

Bu süreçte, bir takım etkinliklerimizi de yapamıyoruz. Bu açığı ise; gazete de daha fazla zaman harcayarak tamamlamaya çalışıyoruz.  Eğitim programlarına katılmaya çalışıyoruz. Seyahat etmeye de alışığız, lakin o imkânlarımız ortadan kalktı. Geçmişi gözden geçirerek kendimizi yenilemeye çalışıyoruz.

Kendimden de kısaca bahsedeyim: Kütahyalıyım, esas mesleğim hiç yapamadığım makine yüksek teknikerliğidir. Seyitömer Termik Santralinde göreve başladım. 11 ay sonra kendimi Sendika Başkanı olarak buldum. Gerçekten, hiç bilmediğim bir konu üzerinde sorumluluk üstlendim. Allah’ta yardım etti başarılı oldum. 10 sene ordaydım, bilahare aynı sendikanın genel merkezinde, TESİŞ federasyonu genel sekreteri olarak görev aldım.

Türk sendikacılığına önemli hizmetlerimiz oldu. Sendikacılığın sn dönemlerinde ise Ankara Çankaya Başkan yardımcılığı görevi yaptım bir dönem.  Ankara Belediyesi metropol belediye olduğunda, Büyük Çankaya Belediyesi Belediye Başkanı, aynı zamanda eski Kütahya Belediye Başkanı; Erdoğan YAVUZLAR beydi. Çok kıymetli, çok muhterem bir arkadaşımdır. Benim de arkadaşım olduğu için ısrarla benimle çalışmayı istedi ve Çankaya Belediyesinde Belediye Başkan Yardımcısı olarak görev yaptım.

Emeklilik aşamasına geldim ve Kütahya’ya döndüm. Arkadaşlarımın teşvikiyle, yerel bir televizyon olan Destan Televizyonda Genel Yayın Yönetmeni olarak başladım. Program Yapımcısı olarak devam ettim. Sadece Destan TV olarak devam etmedi bu. Afyonda ki KANAL3 televizyonumuzda KON TV’de zaman zaman da TRT2 de yaklaşık 500’e yakın TV programım oldu.

Fatma hanımla birlikte uzun bir süre televizyonda da birlikteydik. Son zamanlarda, TV programlarının izlenme oranları sıkıntılı hale geldi. Hele hele uyduya çıkmadan yayıncılık yapmanın imkânsız olduğu bir dönemde, Fatma Hanımla gazete çıkarmaya karar verdik. Bu arada tabi ben yaklaşık 15-16 senedir Kick Boks Federasyonunun Danışma Kurulu Üyesiyim. Aynı zamanda da Kick Boks Kütahya Bölge Temsilcisiyim. Bu etkinlikler hem gazetemiz için çok faydalı oluyor, hem de gazete için çok önemli.

 Örneğin az önce Fatma hanımın söylediği Türkiye Şampiyonasında; Kütahya’mıza 81 ilden hatta Kıbrıs’tan 1500 katılımcı geldi. Bu sporcular; Kütahya’yı gördüler, tanıdılar, eğlendiler. Kütahya’nın kültürel ve turistik alanlarını gezdiler. Bu yerler hakkında bir takım bilgilere sahip oldular. Bu gibi faaliyetler gazetemizin çalışmaları doğrultusunda, bir taşla iki taş vurmak gibi oluyor. Ben aynı zamanda Kütahya Kent Konseyinin Yürütme Kurulu Üyesiyim Ve Konsey Başkan Vekiliyim. Orada da çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu süreci inşallah en verimli şekilde geçirebiliriz. Çünkü söylediğimiz gibi kısıtlamalar sıkıntıya düşürüyor bizi.”dedi. Sözü KOSİ’ye bıraktı.

Kanal T Haftalık Ajanda Yapımcısı KOSİ: Fatih Bey, Kanal T İngiltere izleyicileri sizi daha önce yaptığımız ve çok beğenilerek, ilgiyle izlenen gastronomi programımızdan tanıyorlar ancak ben biliyorum ki sizin eğitim, kariyer ve kişisel gelişim hususlarında yelpazeniz çok güçlü. Bu noktalarda biraz kendinizden bahsederseniz sevinirim.

Assistance Danışmanlık Kurucusu TURAN: Sayın, DORUK Gazetesi Kurucuları Ahmet ARABACI ve Fatma ÇAKIR’ın da katılımıyla, Kütahya şehrinin tanıtılması ve konuşulması hususu oldukça önem teşkil ediyor. Bu değerli bir konudur.

TURAN:“Bu Dönemi Hijyen, Maske, Sosyal Mesafe Kurallarına Uyarak Geçirelim Lütfen.”

İstanbul’da çok önemli 250.000 kişiyi temsil eden bir sivil toplum kuruluşu Başkanıyla saat 11 sularında randevum vardı. Çok yakın bir zamanda Başkan, yardımcısını COVİD nedeniyle kaybetti. Bu vahim olayda; ne yazık ki Başkan, yardımcısının bu salgına çok önem vermediğini, gerekli tedbirleri de almadığını getirmediğini ifade etti. İnsanlar ancak yakındakileri kaybedince durumun vahametini anlıyor. Bu dönemi hijyen, maske, sosyal mesafe kurallarına uyarak geçirelim lütfen.

TURAN: “Pandemide Hibrit Çalışıyoruz; Mektup da Yazıyoruz, Online Programlar da Yapıyoruz.”

Bugün ki görüşmemde pandeminin içinde gerçekleşen, çok ironik ve çok geleneksel bir şeyi de hatırlatmış oldum.  Toplantım biterken Sayın Bakana el yazısı ile yazılmış bir mektup da yapılacaklara ve yapılan çalışmalara dair bir metin sundum. Bu eski bir devlet geleneğidir.

Yetkili bir kişinin yanına gidildiği vakit ona mektup yazılırdı. Görüşme anında bazı şeyleri ifade etmek zor olabilir. O an için mantıklı olmayabilir. Dolayısıyla, kendisine mektubu tevdi etmem hoş karşılandı. Pandemide hibrit çalışıyoruz; mektup da yazıyoruz online programlar da yapıyoruz. Pandemi bize hibrit olmayı da öğretti. Hala daha öğretmeye devam ediyor. Alçak gönüllü olmak zorunda kaldık.

Assistance Danışmanlık Kurucusu TURAN: “Artık Müşteri Tabanlı Herkesi İlgilendiren Bir Dünyadayız

Artık müşteri tabanlı herkesi ilgilendiren bir dünyadayız. Müşterilerimiz yakın çevremiz paydaşlarımız ailemiz mahallemiz esnafımız çok iyiyse biz de iyiyiz. Diğer türlü herkes kaotik dünyaya merhaba demek zorunda kalıyor. Pandemi sürecim benim öğrenme noktasında gidiyor.

Assistance Danışmanlık İzmir’de, 2018 yılında kuruldu. İstanbul ve İzmir tabanlı gidiyoruz. Biz eğitim ve kurumsal Proje Danışmanlığı yapıyoruz. Yani sorumlu bir grup varsa sorumludan kasıt şudur; Belediyeler STK’lar, İlgili Paydaşlar; belirli alanlarda sorun hissediyorsa, iyileştirmeye yönelik tüm çalışmalarda biz varız. Bir nevi projelendirme çalışmalarının tüm süreçlerini, tüm bu çalışmaların içerisinde olmak zorunda kalıyoruz.

Benim kendi alan deneyimim; 5 Sene boyunca Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Koordinatörü olarak çalıştım. GAP Bölgesinde Üniversite, STK, Valilik, Belediye, Esnaf Odaları, Ticaret Odaları, Tekno Parklar, ARGE Merkezleri, Özel İdareler; tüm bu kuruluşlarla 5 yıl boyunca proje yönetim süreçlerim oldu. Ardından Brüksel’e gittim. TÜSİAT’da Avrupa Birliği delegasyonu Brüksel Parlamento Binası’nın hemen yanındaki binada misafir araştırmacı olarak çalışma deneyimim oldu. İzmir’de Subaylık deneyimim oldu.

Şimdi 2 aydır özellikle eğitim ve gelişim kat etme noktasında programlar veriyoruz. Eğitimlerimiz çok çeşitlidir.

Kanal T Haftalık Ajanda Yapımcısı KOSİ: Fatma Hanım, DORUK Gazetesi imtiyaz sahibi olarak sormak isterim, gazetenin genel yayın anlayışı, içeriği ve Kütahya’nın tanıtımı için gerçekleştirdiği etkinlikler ve hizmetler nelerdir?

DORUK Gazetesi İmtiyaz Sahibi ÇAKIR: “Gazetemiz, Tamamıyla Tarafsız, İlkeli, Cesur, Kimseden Korkmadan, Herkese Eşit Mesafede Bir Yayın Anlayışını Kendisine İlke Edinmiştir”

Gazetemiz, yerel bir gazete olarak ilimizin sorunlarını tespit etmek ve bunları ilgili yerlere aktararak, çözümüne katkıda bulunmak gibi bir görev üstlenmiştir. Bunu gerçekleştirirken de tamamıyla; tarafsız, ilkeli, cesur, kimseden korkmadan, herkese eşit mesafede bir yayın anlayışını kendisine ilke edinmiştir. Yanı sıra ilimizdeki değerlerin ortaya çıkması gerek sanat, gerek sosyal, kültürel ve gerekse spor alanında ki, gelişmeleri desteklemek ve haberleştirmek de yayın anlayışımız içerisindedir. Dolayısıyla, bu konudaki çalışmalarımız bizi yerel konumdan çıkartıp ulusal alanda da tanınan bir gazete haline getirmektedir.

Öncelikle; sporun da içinde olduğumuzu belirtmiştik. Her yıl en az 2 organizasyonu DORUK Gazetesi olarak gerçekleştirerek, her organizasyonda çeşitli illerden 500 ila 1000 katılımcının gelmesini sağlayarak bir farkındalık yaratıyoruz.

Yılın Basın Ödülü, Ankara'da Bürokratların da Katıldığı Bir Törenle DORUK GAZETESİ' ne Verilmiştir 

Ayrıca, sosyal aktivite gösteren kurum ve kuruluşlarda bizzat yer alarak, çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu çerçevede bu sene Ankara'daki İdareci ve Bürokratlar Birliği Derneği'nin düzenlemiş olduğu Biz Birlikte Güçlüyüz projesi kapsamındaki vefa ödülleri değerlendirmesinde Yılın Basın Ödülü, Ankara'da bürokratların da katıldığı bir törenle DORUK GAZETESİ' ne verilmiştir. 

Keza, milletvekili adayı olduğumda ülkemizden ve yurt dışında muhtelif yerlerden, hatta Güney Afrika'dan bile; beni arayarak başarı dileklerinde bulunanlardan anlaşılıyor ki gazetemiz önemli bir farkındalık sağlamıştır.

7 Yıllık bir gazeteyiz öncesinde televizyonculuk deneyimlerimiz de var. Ahmet Bey’in özellikle. Ben daha çok hobi olarak yapıyordum. En son etkinliğimiz pandemiden 10 gün önce ucu ucuna yakaladığımız bir süreçte gerçekleşti. Türkiye Kick Boks Federasyon’u aracılığıyla depremden dolayı Malatya’da gerçekleştirilemedi. Kütahya da Türkiye Şampiyonasını Ahmet ARABACI ile Kütahya’yı da tanıtarak herkesin memnun ayrılmasını sağlayarak gerçekleştirdik.dedi.

Kanal T Haftalık Ajanda Yapımcısı KOSİ: “ Kütahya, UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağında Zanaat Ve Halk Sanatları Alanında Türkiye'den Kabul Edilen İlk Şehir”

Ahmet Bey, hemen size bu noktada dönmek istiyorum: Kütahya Porselen sanayisinde bir dünya markası, keza geleneksel çinicilikte de aynı şekilde. Ayrıca UNESCO Yaratıcı Şehirler ağında zanaat ve halk sanatları alanında Türkiye'den kabul edilen ilk şehir olma özelliğini taşıyor. Çini Müzesi, Kütahya Arkeoloji Müzesi, Macar Evi Müzesi ve Dumlupınar Müzesi ile de zengin tarihini keşfedebileceğimiz donanımlara sahip. Ve elbette bunlardan çok daha fazlası var. Kütahya’nın tarihçesinden başlarsak neler söylemek istersiniz?

Doruk Gazetesi Kurucusu ARABACI: “Kuruluşun ve Kurtuluşun Başkentidir Kütahya”

Kuruluşun ve kurtuluşun başkentidir Kütahya. Üzerinde 7 medeniyetin yaşandığı, Hititlerden tutun Frigyalılara kadar. Heredot’un dünyanın en eski kavmi olarak nitelendirdiği Frigler, kentte rastlanan ilk topluluktur. Ama bir kaç defa Bizans’tan alınıp, tekrar işgal edildikten sonra en son Selçuklu komutanı tarafından, fetih edilmiştir. Osmanlının kuruluşu aşamasında Domaniç ve Söğüt Yaylası’nda Süleyman Şah’ın eşi Devlet Hatun’un doğduğu ve yaşadığı bir şehirdir.

DORUK Gazetesi Kurucusu ARABACI:Kütahya, İmkansızlıklar İçinde Kazanılan, Zaferin Toprağıdır

Dumlupınar’da 137 Bin şehidin; o topraklarda yattığı bölgede, Kütahya; her türlü imkânsızlıklara rağmen verilen büyük mücadelenin Yunan’ı İzmir’e döktüğümüz mücadeleyi başlatan ve yaşatan, zaferin toprağıdır. İlla ki oraların gezilip görülmesi lazım.

O Şehitlikte bir babanın kucağında oğlunun yaralı haldeki heykeli var. Hikâyesi de şöyledir:  Oğlu 2 yaşındayken askere giden baba, askerlik sürecince Dumlupınar’a geldiğinde 18 yaşına gelmiş olan oğlunu Dumlupınar Meydan Muharebesi’nde cephede görür. Aynı yerde savaşa girerler ve yaralanan oğlunu oracık da bulur. Ve maalesef ki oğlu kollarında can verip, şehit düşer. Kütahya böyle bir yer işte.

DORUK Gazetesi Kurucusu ARABACI : “Derya İçinde Yüzer Deryayı Bilmez”

Söylediğimiz gibi Kütahya; porselende de bir dünya markası olmuştur. Dünya markası olan Kütahya Porselen, NG, Güral Porselen ve Keramika’mız var. Keramika sonradan yarışa dâhil olmasına rağmen; sektöre ayak uydurabilen, dünyada ki en iyi ürünlerini üreten, yeni bir şeyler sunabilen, teknolojiye ayak uydurabilen kuruluş haline geldi. Keza Kütahya için söylenecek onlara şey var. Kütahya bir termal şehridir, lakin hani bir laf vardır: Derya içinde yüzer, Deryayı bilmez.

DORUK Gazetesi Kurucusu ARABACI:“ Tesisleşme ve Tanıtım Bakımından Çok Ciddi Eksiklerimiz Mevcut”

Maalesef çoğu kaynaklarımız atıl. Tesisleşme ve tanıtım bakımından çok ciddi eksiklerimiz mevcut. Kütahya bakir bir alan. İnşallah, ilerleyen süreçte Fatih hocamızdan da bu konuda yardım alarak, beraber gerçekleştireceğimiz projelerle Kütahya ya bu manada katkıda bulanacağız. Çünkü çok Potansiyeli olan bir alan. Dünyada Bor rezervinin Türkiye’de 63 ü Kütahya da. Dolayısıyla bunların çok daha iyi değerlendirilebilmeleri için hocamızın da katkısıyla ileriye dönük önemli çalışmalar yapacağız.

Kanal T Haftalık Ajanda Yapımcısı KOSİ:        Fatih Bey, Kütahya, tarihiyle, el sanatlarıyla, yeraltı ve yer üstü zenginlikleriyle oldukça verimli bir şehrimiz. Bu bağlamda Kütahya’daki projelerin gelişmesi açısından nasıl stratejiler uygulanabilir ve hâlihazırda mevcut Kütahya projelerinin anlaşılması, aktarılması hususunda kamuoyunda bir algı oluşturulabildi mi yoksa bunun için neler yapmak gerekir?

Assistance Danışmanlık Kurucusu TURAN:Kız Çok Güzel Ama Evde Oturuyor.”

Kütahya’da bir program yaptık ve orada proje eğitimi verdik, paydaşlarla çalıştık. DPÜ Rektörü Kazım UYSAL ile bir toplantı yaptık.

Toplantı sırasında Kütahya için şöyle bir benzetme yaptım. Kız çok güzel ama evde oturuyor. Bu kızın dışarı çıkması lazım. Bu alegoriden yola çıkarak şunları söylemek isterim: Kütahya lojistik anlamda Ankara’ya, İstanbul’a, İzmir’e yakın bir ilimiz. Bulunduğu periferi kritik bir periferi. Türkiye’nin en iyi yerlerinden birine sahip lojistik anlamda. Mutluluk endeksinde ise Türkiye’de ilk sıralarda yer alan bir şehir. Mutluluk endeksi iyi, lojistiği çok iyi, insan kaynağı yapısı iyi.

Assistance Danışmanlık Kurucusu TURAN: Dünya’da Tarihi Değiştiren Tüm Adamlar Yabancı Olmuştur”

Projeler konusunda ise şunu gördüm. Kuruluşlar arasında iletişim, tam olarak ne olduğunu anlatabilme, kurumlara nasıl ortak bir dil yaratılabilir? Kurumlarla ilgili bir işbirliği, güç birliği bir konsensüs, Kütahya adı altında bir çalışma silsilesine ihtiyaç var. Bu da yabancılarla olur. Pazarlama ve İşletme Yüksek Lisansım var. Aynı zamanda Sanat Tarihi okuyorum. Sanat Tarihi’nden öğrendiğim şeyler var: Dünya’da tarihi değiştiren tüm adamlar yabancı olmuştur. İstanbul’da yaşayan bir adam İstanbul’u değiştiremez.

Dışarıdan biri gelmesi lazım. Örneğin; Cumhurbaşkanımız Rize’den gelmiştir.Kütahya’da eğer değişim olacaksa bizim gibi profesyonel dışarıdan bakan bir gözün, Kütahya’ya bir katkısı olması lazım. Kayserili Mimar Sinan’ın İstanbul’da yaptıklarına gelin bir bakın. Kütahya’da dışarıdan gelen bir ekibe ihtiyaç var. Çok kadim bir bilgi vardır. İnsanlar yabancıdan etkilenir. Yani kaynaşma ve tecessüs, bilimsel merak ve değişim için dışarıdan dokunmak gerekli. Geliştirilen projeler var, Zafer Kalkınma ajansıyla biz orada birkaç program yaptık.

Assistance Danışmanlık Kurucusu TURAN:” Biz Paydaş Olarak Kurumlara Desteğe Açığız.”

Şehrin ortak iletişim stratejine, şehrin özellikle turizm stratejisine, Turizm Master çalışacak ekibe ve bunu da ilgili paydaşlara, bir aidiyet bağı olmadan doğrusuyla yanlışıyla söyleyecek profesyonel bir ekibe ihtiyaç var. Biz paydaş olarak kurumlara desteğe açığız.

Assistance Danışmanlık Kurucusu TURAN:”Küçük Bir Etki Domino Etkisi Yaratabilir”

Kütahya denince Ulu Camii’nden tutun da Frig Vadisine kadar geniş bir alan. Jeotermal kaynaklardan tutun, Kütahya’daki tarihsel dokunun mesela bir Macarevi’nin hikâyesini, dünyaya satmak lazım. Dostlar çarşıda görsün ve yakın çevrede duyursun mantığı var. Bir proje yapıldıysa bu proje sadece kısıtlı alanda, Kütahya sınırları içinde tanıtılıyor. Küçük bir etki domino etkisi yaratabilir. Bunu göz önünde tutmamız lazım. Proje çalışmalarında da insanı dokunuşlara ihtiyacımız var. İnsani losyonlardan yola çıkarak çalışmalar yapmalıyız.

Kanal T Haftalık Ajanda Yapımcısı KOSİ: Fatma Hanım, Kütahya aynı zamanda bir maden şehri olarak yeraltı ve yer üstü zenginlikleriyle de dikkatleri çekiyor. Örneğin Dünyada ve Türkiye'de büyük öneme sahip olduğu bilinen bor madeni, Emet ve Hisarcık ilçelerinde bolca bulunuyor. Neler söylemek istersiniz?

DORUK Gazetesi İmtiyaz Sahibi Fatma ÇAKIR:  “Dünya'da Asrın Yakıtı Olarak Düşünülen Bor Madeninin Yüzde 70'i Ülkemizde”

Dışarıdan bir göz elbette ki önemli. İçerisindeyken olayın ne tür zenginliklere sahip olduğumuzu anlayamayabiliyoruz. Sizin de ifade ettiğiniz gibi, Kütahya aynı zamanda çeşitli madenlerin bulunduğu bir ilimizdir. Kütahya'da 38 çeşit kullanılabilir maden yatakları vardır. Sizin de belirttiğiniz gibi, Dünya'da asrın yakıtı olarak düşünülen Bor Madeninin yüzde 70'i ülkemizde, ülkemizdekinin yüzde 63'ü de ilimizin ilçeleri olan, Emet ve Hisarcıkta bulunmaktadır. Emet'teki Eti Bor Tesislerinde maden; ham madde olarak çıkarılmakta, ancak halen mamul madde haline getirecek bir tesis ilimizde kurulmamıştır. Bu Kütahya için büyük eksikliktir.

Civar illerde bazı tesisler olsa da, bunlar asla fizibıl değil; tamamen politiktir. Örneğin, en son bor atıklarından üretilen Lityum'u üreten tesislerin Eskişehir'de yapılması; atıkların Eskişehir'e sevk edilmesi ve nakliye ücretleri de maliyete yansıdığı için fizibıl değildir. Nitekim bor karbür tesisleri de Balıkesir de yapılarak, aynı yüksek maliyete sebep olacak şekilde değerlendirilmiştir.

DORUK Gazetesi İmtiyaz Sahibi Fatma ÇAKIR:“İlimizde Çok Önemli Miktarda Kömür Rezervi Vardır”

İlimizde çok önemli miktarda kömür rezervi vardır, ülkemizdeki genel kömür rezervinin yüzde 11,5'u Tavşanlı, Tunç bilek, Seyitömer ve Gediz maden ocaklarında bulunmaktadır. Maalesef son zamanlarda bu işletmeler de yeterli üretim yapılmamakta, kömür sadece termik santrallerde enerji üretimi amaçlı kullanılmaktadır. Eti Gümüş maden ocaklarında gümüş üretimi yapılmakta, yine Kütahya KÜMAŞ Tesislerinde magnezit üretimi yapılmaktadır. 

Fatma ÇAKIR:“Termal Turizm İçin Çok Uygun Termal Kaynakları Olmasına Rağmen Tesis Bakımından Yeterli Değildir”

Kütahya aynı zamanda termal bölgesidir, termal turizm için çok uygun termal kaynakları olmasına rağmen tesis bakımından yeterli değildir. Bir an önce tesislerin yapılması ve tanıtımı gerçekleştiği halde, Kütahya gerçek termal sağlık turizm merkezi kimliğine kavuşacaktır.

ÇAKIR:” Simav Jeotermal Kaynaklarla Isınıyor”

Simav'da da 100 santigrat derecenin üzerinde bulunan termal kaynaklar seracılığın bölgede ciddi biçimde gelişmesini sağlamakla birlikte, aynı zamanda jeotermal enerji haline dönüştürülmektedir. Simav ilçemiz tamamıyla bu jeotermal imkânlardan ısınmayı sağlamaktadır.”

Kanal T Haftalık Ajanda Yapımcısı KOSİ: Ahmet Bey siz yer altı yerüstü kaynaklarıyla ilgili ne söylemek istersiniz?

DORUK Gazetesi Kurucusu ARABACI: “Bu Madeni Mamul Haline Çevireceksiniz”

 Kütahya’da 38 çeşit kullanabilir maden var. Türkiye gazlar ve bazlar bakımından dünya da 5.konumda, madenler bakımından da 7. ülkedir. Türkiye’de ki Madenler ise kömür ağırlıklıdır. Kömür madeninin ise yüzde11,5’i Kütahya’da rezerv olarak bulunmaktadır, lakin tam anlamıyla işletemiyoruz. Keza Kütahya’mızda ki gümüş tesisleri daha aktivize edilebilir durumdadır. Dolayısıyla madeni, ham madde halinde çıkartıp, bir yere göndermek iş değildir. Bu madeni mamul haline çevireceksiniz.

ARABACI: “İmalata Dönük İşlem Yapmak Lazım”

Boru çıkarıyorsunuz; ham madde olarak dışarıya gönderip, mamul madde olarak gönderdiğiniz ham maddeyi, dışarıdan 10 katı fiyatla geri alıyorsunuz. Yani; imalata dönük işletme yapmak lazım. Bu konuda da illaki ileriye dönük projeler uygulanabilirliği de var. Az önce Fatih hocamız net ifadelerle neler yapılması gerektiğini belirtti. Bu sorunları, ataleti gidermek için, samimi çalışmalara ihtiyacımız var. Paydaşları yerinde, doğru tespit etmek gerekli.

Paydaş olabilecek; KOSGEB gibi, ZEKA gibi Organize Sanayi Bölgeleri, Çiniciler Odası gibi, paydaşlarımızı belirlemekteyiz, çalışmalarımızı başlattık. Söylediğim gibi Çinicilik diyince dünyada akla ilk Kütahya gelmektedir. Çok değerli arkadaşım olan Rahmetli Sıtkı OLÇAR ise Çinimizi dünyaya tanıtıp, UNESCO Yaşayan İnsan Hazineleri’nde yer almıştır. Yine Mehmet GÜRSOY kıymetli arkadaşım; onlarda oralarda Kütahya’yı en iyi şekilde tanıtıyorlar.   Dünyada İlk toplu sözleşme Kütahya’da fincancılar ve çalışanları arasında yapılmıştır. Dolayısıyla bu Çiniciliğin Kütahya için ne kadar önemli olduğunu gösteren de bir durumdur. Dolayısıyla bu durum, çinicilik mesleğinin, Kütahya için patentli olduğunun göstergesidir.

Kanal T Haftalık Ajanda Yapımcısı KOSİ:  Ahmet bey yapılması gereken şunlar diyebiliyoruz ama siz bunların hayata geçmesini ne sürede görüyorsunuz yani önümüzde ki birkaç yıl sürecinde hem yer altı hem yer üstü kaynaklarıyla ilgili projeler hayata geçebilir mi?

DORUK Gazetesi Kurucusu ARABACI: “Biz Müteşebbis Olmayı Beceremiyoruz”

Az öncede söylediğim gibi bu çalışmaların hepsine proje olarak bakıyorum ben siyasi, teknik bilimsel projelendirip harekete geçilmek sermayesini paydaşlarını bulmayı da o manada görüyorum. Elbette Kütahya siyaseten müflis dolayısıyla önce bu durumu aşması gerekiyor. Biz müteşebbis olmayı beceremiyoruz. Eğer müteşebbis olmayı becerirsek, fikirler edinirsek Kütahya bölgenin cazibe merkezi olabilecek her şeye sahip.

ARABACI: ''Devir Onların İse Memleket Bizim, Yılmak Yok Çalışmak Var Azizim!'

Coğrafi olarak İstanbul’a, Ankara’ya, İzmir’e Antalya’ya yakın ve merkezi bir bölge. Tarihi geçmişi olan, keşfedilmeyi bekleyen bir şehrimiz. Biz birlikte hareket etmeyi becerirsek ki ben bu konuda liyakatim ölçüsünde gayemiz için elimizden geleni yapacağımıza; ben Doruk Gazetesi adına söz veriyorum. Fatma Hanım ile birlikte bu unsurları en iyi şekilde değerlendireceğiz. Gerekirse siyasetse siyaset. Ben Fatma Hanım’ı ileride etkin bir biçimde siyasette de görmek istiyorum. Mücadele etmek bizim vazgeçemeyeceğimiz bir şey. ''Devir onların ise memleket bizim, yılmak yok çalışmak var azizim'' diyoruz ve çalışmalarımıza devam ediyoruz.

Kanal T Haftalık Ajanda Yapımcısı KOSİ: Ahmet Bey, Kütahyalı seyyah Evliya Çelebi’nin de Seyahatname’ sinde bahsettiği ve halk arasında Hisar olarak bilinen, Türkiye’nin de üçüncü büyük kalesi olan Kütahya Kalesi var. Hem kale hakkında hem de varsa diğer tarihi turistik yerler hakkında bilgi verirseniz sevinirim.

Doruk Gazetesi Kurucusu ARABACI: “Şehrin İlk Kurulduğu Yer, Hisar Kalesi’dir”

Macar Kralı Lajos KOSSUTH’un sürgün olarak yaşadığı Kütahya’daki evi müze haline dönüştürülmüştür şuan da. Güral Porselen’in Yönetim Kurulu Başkanı ve Sahibi Sayın İsmet GÜRAL; Macar fahri konsolosudur. Her sene Macaristan’dan ilimize geliyorlar. Ve bizim şehrimizden de o topraklara gidenler oluyor. Bu durum tabii ki ticaret manasında da ifade buluyorlar.

Kalemize gelecek olursak; Şehrin ilk kurulduğu yer, Hisar Kalesi’dir. İnşası, 1233 yıllarında; Selçukluların eline geçmesi ve Kütahya Kalesi’ne ilaveler yapılması, şeklinde vücut bulmuştur.

ARABACI:“60 Yaşında İdi Bıyıkları Henüz Terlemişti Yerden Aldığı Kaya Parçalarını Surların Üzerine Koyardı”

Tarih boyunca birçok önemli medeniyete kucak açmış Kütahya’da Geçmişin bugünün ve geleceğin en heybetli şahididir. Kütahya Kalesi’nin, çok ilginç anıları ve söylenen efsaneleri vardır. Zamanımız yetmez bunları anlatmaya. O insanların, aynı zamanda eskiden çok uzun seneler yaşadığı, uzun boylu güçlü olduğu, başlarken derki: 60 Yaşında idü, bıyıkları henüz terlemiş idü. Yerden aldığı kaya parçalarını surların üzerine koyardı '' gibi, o kalenin yapılışından rivayet edilir

Aynı zamanda; Türkiye’nin 3. büyük Kalesi, Hisar Kalesidir. Son zamanlarda Hisar Kalesi’nde ciddi bir yenileme da yapıldı. Orada 1960’lı yıllarda yapılmış bir döner Gazinomuz var; Bu gazino, uçak tekerlekleri üzerinde 1 saatte 360derece dönen ve restoran hizmeti veren önemli bir turistik yerimizdir.

Kanal T Haftalık Ajanda Yapımcısı KOSİ:        Fatih Bey, sizin de bildiğiniz üzere Kütahya’daki Dumlupınar Üniversitesi, şehrin sosyo-ekonomik gelişimi açısından büyük önem taşıyor. Hem öğrenci potansiyeli hem personel açısından harcama ve istihdama yönelik güçlü etkileri var diyebilir miyiz? Yine bu noktada daha rekabetçi bir ekonomik yapı oluşturmak, yaşam kalitesini artırmak-bölge içi gelişmişlik farklarını azaltmak ve dengeli mekânsal organizasyonlar oluşturmak da şehrin gelişimi açısından önemli projeler sayılabilir mi?

Assistance Danışmanlık Kurucusu Fatih TURAN: Dünyada Moğolistan diye bir ülke var. Oraya gittiğinizde size bir Dünya haritası açarlar. Tüm ülkeleri göstererek size “ Zamanında tüm topraklar bizimdi. Biz tarihimizde bu ülkeleri kuran toplumuz.”der. Tarihsel değerler, tarihsel gelişimler sizi gündelik gerçeklere götüremeyebilir. İlk Borsa, gibi değerlerin Amerikanvari stratejilere ihtiyacı var. Pazarlama ve tanıtım, turizm stratejileri önemli. Çok hızlı bir değişim ve dönüşüm içindeyiz. Kütahya’da 2 Üniversite var. Üniversite’nin hem bulunduğu çevre hem bölümleri hem fakülteleri etkileme açısından değerli bir dağılımda. Hepimiz bir değeriz bu değerin ortaya çıkması için de bir şehrin dönüşümünün bir model olarak ortaya çıkması gerekiyor. O şehir neden Kütahya olmasın?

Kanal T Haftalık Ajanda Yapımcısı KOSİ Kütahya özelinde Türkiye geneline etki edecek dokunuşlar olabilir mi?

DORUK Gazetesi İmtiyaz Sahibi Fatma ÇAKIR: “Bunları Yapmadan Kütahya’dan Gitmeyin”

Korunan tarihi dokusu, doğal zenginlikleri ve yaşayan folklorik değerleriyle Kütahya’mız önemli bir şehrimizdir.12 İlçemiz vardır.

Kütahya’mıza gelenlerin Amazonlar Lahdi’ni görmeden, Antik Köprülerimizi görmeden, Sütunlu Cadde’yi, tarihte ki ilk Ticaret Borsası olan Borsa Binası’nı, Frig Vadilerini, Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Bey’in ninesi Haymana Türbesi’ni görmeden, Mevleviliğin önemli merkezi olan Dönenler Camii’ni görmeden, Zeus Tapınağı’nı, Ulu Camii, Çinili Camii, Müzeleri, Türbeleri, Hisar Kalesi’ni, Domaniç Sarıkız’ı, Macar Evi’ni ve sayamadığımız; birçok tarihi mirasımızı görmeden, Termal kaplıcalarımızda şifa bulmadan gitmemelerini isterim.

Leblebi, Kestane Kütahya'nın Has Ürünleridir

Tavşanlı leblebi’sini yemelerini ki; leblebinin başkenti Çorum gibi gözükse de, leblebinin hammaddesi nohut Tavşanlı’dan Çorum’a gitmektedir. Sahip çıkamadığımız gibi Çorum çok güzel pazarlamıştır. Leblebi yemelerini, Simav el halısını görmelerini, kestane ki; Bursa’ya da kestane bizden gitmektedir. Pazarlar Kirazımızı, Şaphane vişnemizi, Gediz Tarhanamızı, yemeden, Domaniç'te geleneksel yağlı güreşlerimizi izlemeden, Başkomutan Meydan Savaşının yapılıp kazanıldığı gerçek mekân olan Zafertepe Çalköy’de; Zafer Anıtını görmeden, Şehit Sancaktar (Meçhul Asker) Anıtı’nı, Yüzbaşı Şekip Efendi Anıtı’nı görmeden gitmeyin.

DORUK Gazetesi Kurucusu Ahmet ARABACI: “Cennet Kütahya’nın Ya Üstündedir Ya Altındadır”

Söylemek istediklerimizin belki de 10'da 1' inden bile bahsedemedik, çünkü bu konuda Kütahya çok zengin.  Mesela Ergun Çelebi türbesinden bahsedemedik, Mevlana Mevlevihane’den bahsedemedik.

Mevlana’nın oğlu Sultan Veled Kütahya’da uzun süre ikamet etmiştir, hatta demiştir ki :”Cennet Kütahya nın ya Üstündedir ya Altındadır'' İfadesini kullanmış ve Kütahya da yaşamanın çok güzel olduğunu İfade etmiştir.

Sizlerle Program yapmakta çok güzeldi. - DORUK Nida

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve dorukmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.